19. Hukuk Dairesi 2017/5224 E. , 2019/1533 K.
"İçtihat Metni"19. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi ve İşletme Sözleşmesine göre davalının sözleşmenin imza tarihinden beri taahhüt ettiği satımı gerçekleştirmediğini, bu sebeple sözleşmedeki cezaî şart alacak hakkının doğduğunu belirterek cezaî şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin, sözleşmede öngörülen beş yıl boyunca kesintisiz yürürlükte kaldığı, davalının sözleşmenin devam ettiği dönemde asgari alım taahhüdünü hiçbir yılda tutturamamasına rağmen davacının herhangi bir alacak talep etmeksizin sözleşmenin ifasına devam etmesinin cezaî şart alacağından zımnen feragat ettiği anlamına geleceği ayrıca cezaî şartın davalı şirketin mahfına sebebiyet vereceği savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan cezaî şartın 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 158/2. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezaî şart olduğu, ifaya ekli cezaî şartın, ihtirazî kayıt ileri sürülmeksizin ifanın kabûl edilip sözleşmeden doğan edimlerin ifa edilmesi ve cezaî şart isteme hakkından açıkça vazgeçilmesi hâllerinde istenemeyeceği, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 2007 yılında başladığı ve bu tarihten itibaren devam eden üç yıl içinde davacının, davalının eksik alım yaptığını bilmesine rağmen herhangi bir ihtarda bulunmadığı gibi ihtirazî kayıt da ileri sürmediği, buna göre davalı tarafından yapılan eksik alımın benimsediği ve sözleşmeyi bu anlamda tadil ettikleri, ifaya ekli cezaî şart alacağından zımnen feragat edildiği, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 158/2, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2 maddesinde belirtilen ifaya ekli cezaî şart alacağının istenebilmesi için takip eden yılda davalı bayiye mal verilmeden önce ceza koşulu ile ilgili davacının çekincesini bildirmesi veya ihtarname göndermesi gerektiği, bu halde o yıla ilişkin cezaî şart istenebileceği, buna göre davacının, ihtarname tarihi olan 12.07.2011 tarihine kadar birikmiş üç yıllık cezaî şartı istemesinin yasal dayanağının bulunmadığı, bu yıllara ilişkin ifayı kabûl ettiği, sözleşmede birer yıllık dönemler için alım taahhüdü kararlaştırıldığı, sözleşmenin son yılı 30.11.201-30.11.2012 tarih aralığındaki 1 yıl olduğundan, bu son yılın ifasına başlanmadan önce 12.07.2011 tarihli ihtarname ile davacı cezaî şart alacağını talep etme yönündeki iradesini açıklamış olduğundan, bu döneme ilişkin cezaî şart alacağını talep etmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabûlüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.