Taraflar arasındaki “ vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili, vakıf genel kurul kararının iptali” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesince vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili istemine ilişkin davanın reddine, vakıf genel kurul kararının iptali istemine ilişkin birleşen davalar konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 23.10.2008 gün ve 2008/47 E., 2008/274 K. sayılı kararın incelenmesi davacı/birleşen dosya davalısı Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı Personeli Sosyal Yardım Vakfı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 14.09.2009 gün ve 2009/2823-6973 sayılı ilamı ile önce onanmış, davacı Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı Personeli Sosyal Yardım Vakfı vekili ve katılma yoluyla teftiş makamı olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme dilekçesi üzerine ise Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 14.06.2010 gün ve 2010/1823-8938 sayılı ilamı ile;
(“…Davacı vakıf vekili ile katılma yoluyla karar düzeltme talebinde bulunan Vakıflar Genel Müdürluğu vekilinin karar düzeltme dilekçeleri ve ekleriyle birlikte dava dosyasının yeniden yapılan incelemesinde;
Davacı vakıf (Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı Sosyal Yardım Vakfı) vekili dava dilekçesinde; vakfın, 27.05.2004 günü yapılan olağanüstü genel kurulunda vakıf senedinin 30 dan fazla maddesiyle daha önce yürürlüğe konulan genel kurul uygulama kararlarında yapılan değişikliklerin tescilini istemiş, bu dava açıldıktan sonra söz konusu vakfın üyesi olan kişilerce açılan yedi ayrı dava ile de ikinci emeklilikle ilgili genel kurul kararlarının iptali ve kaldırılması, ikinci emeklilik aylıklarının ödenmesine devam edilmesi istemini içeren yeni davalar açılmış ve tüm bu davalar birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde mahkemece; vakıf senedinin 32.maddesinin üçüncü fıkrası ile ikinci emeklilik aylığı bağlanmasını düzenleyen yönetmeliğin 8.maddesi gereğince vakıf senedinde değişiklik yapmak suretiyle kazanılmış haklara dokunulamayacağı ve böylece genel kurulun yetkilerinin sınırlandırılamayacağı, 27.05.2004 günlü vakıf genel kurulunda alınan senet değişikliğine ilişkin kararların yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle esas davanın reddine, birleştirilen davalardaki talepler de konusuz kaldığından bu istemler hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararının davacı vakfın vekilinin temyizi üzerine; "Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya ibraz edilen belgeler ile davacı vakfa ait senetten; vakfın mensuplarına senedin 2.maddesinin (1) fıkrası uyarınca yönetmelikte belirlenen esaslar doğrultusunda emekli maaşı ödendiği, bu ödemenin halen çalışanlar ile emekli olanlardan emeklilik öncesi kesilen primlerin değerlendirilmesi sonucu elde edilen paradan yapıldığı, özellikle son yıllardaki ekonomik konjonktürde meydana gelen gelişmeler ile çalışan sayısının azalması sonucu vakfın ikinci emeklilik gelirlerinin azaldığı, buna karşılık vakfın ödemede bulunduğu emekli sayısının ise arttığı, vakfın mensuplarından tahsil ettiği primler ve bunların değerlendirilmesi ile elde ettiği paralar dışında bir gelirinin olmadığı ve bu gelirinin artırılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda tarafların iddia ve savunmaları tam olarak karşılanıp özellikle davacı vakfın bilançoları ve hesap özetleri getirtilip vakıf belgeleri üzerinde inceleme yapılarak vakfın mali yönden ne durumda olduğu, aktif-pasif ve mensup dengesinin bozulup bozulmadığı, mevcut ödemeler aynen devam ettiği takdirde vakfın zor durumda kalıp kalmayacağı ve yeni emekli olan veya henüz pirim ödemekte olup emekli olmayan mensupların ödediklerinin karşılığını alamayacak duruma düşüp düşmeyeceklerinin tesbiti bakımından; davacının yaptırdığını söylediği ve 27.05.2004 tarihli olağanüstü genel kurula sunulan vakfın mali durumu ile ilgili rapor da getirtilerek konunun uzmanları arasından seçilip görevlendirilecek bilirkişilerden vakfın ikinci emeklilik bölümünün aktüeryal durumu ve yukarıda belirtilen hususları gösterir biçimde ayrıca detaylı rapor alınıp; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 113. ve Türk Medeni Kanununa Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 26.maddelerinde, durum ve koşullardaki değişmeler yüzünden vakıf senedinde yazılı amaca bağlı kalınması vakfedenin arzusuna açıkça uymayacak hale gelmiş ise mahkemece vakfın amacının değiştirilebileceği hükme bağlandığından, bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususu da gözetilip, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporu esas alınarak yerinde bulunmayan gerekçelerle eksik inceleme ile vakıf senedinde ikinci emeklilikle ilgili olarak yapılmak istenilen değişikliğin tesciline ilişkin davanın reddine karar verilmesi"nin yanlışlığına değinilerek Dairemiz tarafından bozulmuştur.
Mahkemece 02.04.2007 günlü oturumda bozmaya uyulduğu halde bundan sonra sürdürülen yargılamada bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Dairemizin yukarıda değinilen bozma kararında açıkça belirtilen hususların her birinin ayrı ayrı incelenip irdelenmediği, üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından alınan raporun kayıtlara ve sağlıklı araştırmalara dayanmadığı kanısını oluşturduğu, raporda; vakfın ikinci emeklilik ödemelerinin yüzde 80,77"lik kısmını finanse edebileceği, diğer kısmının ödenemeyeceği açıkça bertildiği halde bu durumda ne gibi önlemlerin alınması gerektiğine değinilmediği, emekliye ayrılan personele yapılacak ödemelerin halen çalışmakta olan ve vakfa pirim ödemekte olan personelin haklarını etkileyip etkilemeyeceği, etkileyecek ise nasıl ve ne yönde etkileyeceği konularında ve yukarıda ilk bozma kararında açıklanan hususlarda her konuyu ayrıntılı bir şekilde tartışan yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmadan, vakfın 27.05 2004 tarihli genel kurulunda senedinin değiştirilmesine ilişkin olarak aldığı kararların yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle senet değişikliğine ilişkin istemin reddine, birleştirilen diğer davalardaki taleplerin ise konusuz kalmış olmasından söz edilerek bu istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulduğu, davacı vakıf vekillerinin temyizi üzerine verilen bu kararın onandığı bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından davacı vekili ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün karar düzeltme istemlerinin kabulüne, Dairemizin 14.09.2009 gün ve 2009/2823-6973 sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının, Dairemizin 13.11.2006 gün ve 2006/4117-9016 sayılı ilamında tafsilatlı bir şekilde değinilen ve yukarıda da kısmen açıklanan sebepler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmak üzere BOZULMASINA...”)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : 1-Davacı/Birleşen dava davalısı Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı
Personeli Sosyal Yardım Vakfı vekili
2-Denetim Makamı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl dava vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili, birleşen davalar ise ikinci emeklilik ile ilgili genel kurul kararının iptali ve kaldırılması, ikinci emeklilik aylıklarının ödenmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili istemine ilişkin davanın reddine, vakıf genel kurul kararının iptali istemine ilişkin birleşen davalar konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen ilk karar; davacı/birleşen dava davalısı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bazı talepler hakkında hüküm kurulmadığı, diğerleri yönünden de yapılan araştırmanın yetersiz olduğundan bahisle bozulmuş; mahkemece bu bozmaya uyulmuş, yapılan inceleme sonunda yine ilk hüküm gibi karar verilmiştir.
Mahkemenin bu kararının da aynı taraflarca temyizi üzerine karar önce onanmış ise de davacı/birleşen dava davalısı vekili ile katılma yoluyla Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme talepleri üzerine Özel Dairece, yukarıya başlık bölümüne aynen alınan nedenlerle onama kararı kaldırılarak karar bozulmuştur.
Bozmanın temel gerekçesi, hükmüne uyulan ilk bozma ilamında açıklanan gereklerin yerine getirilmediğine, dayanmaktadır.
Mahkeme önceki kararında direnmiş; direnmesinde önceki kararda yer verdiği gerekçeler yanında, araştırma ve incelemesinin hükmüne uyulan bozmaya uygun olduğu, nitekim dairenin önce bu kararı onadığı, dosya içinde aynı kararlarla ilgili daha önce de ilkin onama, sonra bozma kararlarının olduğu, birkaç kez aynı dairece incelendiği, bir kez de Hukuk Genel Kurulunca inceleme yapılması, gerekçesine dayanılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmede; işin esasına girişilmeden evvel, mahkemece verilen kararın yasal gerekçe taşıyan, usulüne uygun bir direnme kararı olup olmadığı, buna bağlı olarak işin esasına girilip girilemeyeceği hususu ön sorun olarak ele alınmıştır.
Mahkemenin kararında yukarıda açıklanan şekilde, hükmüne uyduğu önceki bozma gereklerini yerine getirdiğini açıkladığı, hukuksal değerlendirmelere direnme gerekçesine yer verdiği; gerek gerekçesinin kapsamı ve gerekse de hüküm sonucu itibariyle usulünce verilmiş bir direnme kararı niteliğinde olduğu sonucuna oyçokluğu ile varılarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İşin esasına gelince;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı/birleşen dava davalısı Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı Personeli Sosyal Yardım Vakfı vekili ve Teftiş Makamı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.06.2011 gününde, oybirliği ile karar verildi.