5. Hukuk Dairesi 2019/6845 E. , 2020/9999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 6. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/1001 E. - 2018/937 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/1001-2018/937 E/K. sayılı kararının incelenmesinde,
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Arsa niteliğindeki ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin belirlenmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Hükme esas alınan 2.keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan 3 kat; 1. keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda aynı emsalin dava konusu taşınmazdan 4 kat daha değerli olduğu kabul edildiğinden bilirkişi raporları inandırıcı olmadığı gibi; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede halihazırda uygulanan düzenleme ortaklık payı oranı ve taşınmazdan hangi oranda kesinti yapıldığı ilgili Belediye Başkanlığından sorulmadan, kadastro tutanaklarının Kadastro Müdürlüğünden istenmeden, eksik inceleme ile ilk raporda %15, hükme esas alınan raporda %33 dop oranı uygulanması nedeniyle rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re"sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu tamamı itibariyle değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle H.U.M.K"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.