19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5223 Karar No: 2019/1532 Karar Tarihi: 11.03.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5223 Esas 2019/1532 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı ve davalı arasında, davacının taşınmazının bahçesinde çim ekimi işi için anlaşıldığı ancak, davalının çimleri döşediği ve beş yıl garanti verdiği halde sadece bir kez geldiği iddiası ile tazminat davası açılmıştır. Mahkeme tarafların müterafik kusuru sebebiyle davacının ödemiş olduğu bedelden dolayı uğradığı zararın tazminine ilişkin talebinin, döşemesi yapılan çimin değiştirilmesine ilişkin tespit edilen bedel üzerinden kabulüne karar vermiştir. Ancak davanın açılışında davalı olarak gösterilen kişideki yanılmanın maddi bir hatadan kaynaklandığını saptayan mahkeme HMK’nın 124/3. maddesinin mahkemece re’sen uygulanmasına karar vermiştir. Oysa bu mümkün değildir ve davacının talep etmesi gerekir. Buna rağmen mahkeme taraf değişikliği yapmış ve her iki davalı hakkında müşterek hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/3. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi 2017/5223 E. , 2019/1532 K.
"İçtihat Metni"
19. HUKUK DAİRESİ MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. ) SAYISI : 2016/113-2017/128
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında, davacının taşınmazının bahçesindeki çim ekimi işi için anlaştıklarını, davalının çimleri döşediği ve beş yıl garanti verdiği hâlde sadece bir kez geldiğini, davalıya çekilen ihtarnameye icabet edilmemesi üzerine sulh hukuk mahkemesinde yaptırılan tespitte çimlerin ekim hatasından dolayı sarardığı ve kurtarılmasının mümkün olmadığının belirtildiğini, davalıya 8.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının dilekçesine ekli faturanın naylon olduğu ve faturada adı yazan ... Havuzculuk şirketi ile hiçbir alâkasının olmadığını belirterek davalıya ödediği 8.000,00 TL ile çimlerin yeniden ekilmesi için gereken masrafın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, husûmetin diğer davalı şirketin yetkili müdürü gerçek şahsa değil şirkete yöneltilmesi gerektiğini, çim işi ile ilgili faturanın dava dışı ... Havuzculuk adına tanzim edildiği bu sebeple davacının davacı sıfatının olmadığı ve adına fatura tanzim edilen dava dışı şirketin davacı olması gerektiğini, davacının ne şekilde zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, tarafların anlaştıkları hazır çimin döşenmesi sonrası meydana gelen zararda her iki tarafın da kusurlu oldukları, davacının ödemiş olduğu bedelden dolayı uğradığı zararın tazminine ilişkin talebinin, tarafların müterafik kusuru sebebiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde, döşemesi yapılan çimin değiştirilmesine ilişkin tespit edilen bedel üzerinden kabûlüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı davasını davalı ...’e yönelik olarak açmıştır. Mahkemece 05.02.2013 tarihli (1) numaralı celsenin (4) numaralı ara kararında, davacının davasını ...ne yöneltmesi gerekirken davalı ...’e yönelttiği tespit edilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/3. maddesi uyarınca davacıya davasını şirkete yöneltmesi için iki hafta kesin süre verilmiş ve davacı davasını şirkete yöneltmiş, gerçek kişi ve şirket olarak her iki davalının husûmetiyle yargılamaya devam edilerek davanın kısmen kabûlüne karar verilmiştir. Öncelikle HMK’nın 124/3. maddesinin mahkemece re’sen uygulanması mümkün değildir. Bunu davacının talep etmesi gerekir. Talep üzerine, hâkim, davanın açılışında davalı olarak gösterilen kişideki yanılmanın maddî bir hatadan kaynaklandığını ve taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığını saptadığı takdirde davalının muvafakatına hacet olmadan taraf değişikliğini kabûl edebilir. Somut olayda davacının taraf değişikliği talebi olmadan mahkemece re’sen böyle bir karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ... 1. Noterliği’nin 19.03.2012 tarihli ve 02134 Yevmiye numaralı ihtarnamesinde davacının dava konusu olayla ilgili ihtarnameyi ... İç ve Dış Ticaret Şirketi’ne keşide ettiği görülmektedir. Ayrıca davalı ... cevap dilekçesinde kendisine husûmet yöneltilemeyeceğini belirttikten sonra davacının da aktif dava ehliyetinin olmadığını zira kendisinin temsilcisi olduğu şirket tarafından çim satışının davacının temsilcisi olduğunu iddia ettiği şirkete yapıldığını savunmuştur. Bu durumda mahkemece öncelikle davacının talebi olmadan HMK’nın 124/3. maddesinin uygulanma imkânının olmadığı, davacı tarafından talep edilse dâhi yasal koşullarının bulunup bulunmadığı üzerinde durulup daha sonra davacının dava ehliyetinin, davalı ...’ün de pasif dava ehliyetinin olup olmadığı saptanarak buna göre bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davada taraf değişikliği yapıldığı hâlde her iki davalı hakkında müşterek hüküm kurulması doğru olmamış hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.