1. Hukuk Dairesi 2015/11469 E. , 2018/10583 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalı ..., asıl davada davalı ..., birleştirilen davada davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan babası ...’ın 190 ada 7 parsel sayılı taşınmazını, ölümünden bir ay önce vekaletname verdiği birleştirilen davada davalı kızı Nefise eliyle, davalı kızı ..... oğlu davalı ...’a, Nefise’nin eşi davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın asıl amacının taşınmazı kızları .... devretmek olup yapılan temlikin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescilini istemiş, asıl davada davalı ...’nın dava tarihinden önce ölmüş olması nedeniyle mirasçılarına karşı birleştirilen davayı yöneltmiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., birleştirilen davada davalı ... ve asıl davada davalı ... vekili, mirasbırakanın davacıdan mal kaçırma amacıyla hareket etmediğini, zira murisin davalı kızı Nefise’ye vekaletname verirken davacının da orada bulunduğunu, mirasbırakanın daha önce başka bir taşınmazını satarak parasını davacı kızına verdiğini ve yine çekişme konusu taşınmazın satışından aldığı 1.200 doları da davacıya verdiğini, mirasbırakanın başkaca taşınmazlarının da olduğunu asıl ve birleştirilen davada davalı ... aşamalardaki beyanında, mirasbırakanın daha önce 10 dönümlük bir taşınmazını satarak parasını davacıya verdiğini, çekişme konusu taşınmazı da satmak istemesi ve kendisine teklifte bulunması üzerine 1.200 dolar satış bedeli ödeyerek taşınmazdaki payı satın aldığını, işlemden davacının da haberdar olduğunu asıl davada davalı ... ./..
aşamalardaki beyanında, davalı kız kardeşi .....’nin mirasbırakandan aldığı vekaletnameye istinaden çekişme konusu taşınmazı kendisiyle birlikte diğer davalılar ... ve ....’a devrettiğini, bu devir nedeniyle mirasbırakan ya da vekiline para ödemediklerini, ancak mirasbırakanın zeytinlik vasıflı bir taşınmazını davacıya verdiğini, ona karşılık da çekişme konusu taşınmazı kendilerine bağışladığını birleştirilen davada davalılar ......aşamalardaki beyanlarında, çekişme konusu taşınmazı mirasbırakanın çocukları arasında paylaştırdığını, kızı ....’nin payının eşi Mustafa adına tescil edildiğini, davacının ise bu taşınmazdaki payını davalı ...’a sattığını, diğer payın da mirasbırakanın kızı davalı ... adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen davada davalılar ... ve ..., herhangi bir savunma getirmemişlerdir.
Mahkemece; iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, asıl davada davalı ..."nın dava tarihinden önce ölmesi nedeniyle mirasçılarına yöneltilen ve asıl davayla birleştirilerek görülen dava ile taraf teşkilinin sağlandığı gerekçesiyle davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; 1330 doğumlu mirasbırakan ...’ın 04/09/1997 tarihinde eşi ....’nin de mirasbırakandan sonra ölümü üzerine müşterek çocukları olan davacı ..., davalılar ... ve ....’nın mirasçı kaldıkları, dava konusu 190 ada 7 parsel sayılı bahçeli kargir ev vasıflı taşınmazın tamamı mirasbırakanın .... adına kayıtlı iken vekil tayin ettiği, davalı kızı Nefise marifetiyle taşınmazın 60/515 payını davalı kızı ...’ya 395/515 payını ...’nin oğlu davalı ...’a, 60/515 payını .....’nin eşi davalı ...’ya 31/07/1997 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, asıl davada davalı olarak gösterilen .....’nın dava tarihinden önce 04/08/2006 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine mirasçılarına yöneltilen davanın eldeki dava ile birleştirildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706 (yeni TMK 782) Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılmasının yanısıra doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır.
Öte yandan, miras bırakan, sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların ../...
nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı, yoksa mal kaçırma amacının mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur.
Somut olaya gelince, davalı tarafça mirasbırakanın mirasçıları arasında paylaştırma amacıyla hareket ettiği savunulmuş ve ısrarla mirasbırakanın davacıya da zeytinlik vasıflı bir adet taşınmaz verdiği beyan edilmiş olup mahkemece bu husus üzerinde yeterince durulmamış, mirasbırakan tarafından davacıya temlik edilen herhangi bir taşınmaz olup olmadığı araştırılmamış, mirasbırakan Ömer, eşi Sebile ve Ömer kızı Nesibe adlarına 1/3’er pay oranlarıyla kayıtlı dava dışı 156 ada 50 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı getirtilerek edinme sebebi incelenmemiştir.
O halde, yukarda değinilen ilke ve olgular çerçevesinde araştırma yapılarak mirasbırakan ......’in asıl amaç ve iradesinin mal kaçırmaya mı yoksa mirasçıları arasında paylaştırma yapmaya mı yönelik olduğunun açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., asıl davada davalı ..., birleştirilen davada davalı ...’nın değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.