12. Ceza Dairesi 2017/5560 E. , 2019/4016 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62/1, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii, katılanlar vekili ve müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Müşteki kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Müşteki kurum vekilinin taksirle öldürme suçundan dolayı doğrudan suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı; dolayısıyla katılma hakkına da sahip olmadığı anlaşıldığından, hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmayan müşteki kurum vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince, isteme uygun olarak REDDİNE,
2-Katılanlar vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, sanığın arkadan çarpma nedeni ile tam kusurlu olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Sanığın idaresindeki motosiklet ile gündüz vakti tek yönlü yolun sol şeridinde seyir halinde iken, sağ şeritte seyir halinde olan ölen motosiklet sürücüsünün, solda bulunan refüj aralığından karşı yol bölümüne geçmek istediği sırada, sanığın motosikletin sol arka tarafına çarpmadan önce 19 metre fren izi ile çarptığı ve bir kişinin ölmesi ile sonuçlanan olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık tali kusurlu olup, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini;
b- Kabule göre de;
TCK"nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; tali kusurlu olan sanığın dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı, iyi hali nedeniyle cezada TCK"nın 62. maddesi gereğince indirim yapıldığı hususları birlikte değerlendirilerek, 23.07.2014 tarihli duruşmada, pişman olduğunu ve 25.02.2015 tarihli duruşmada ise sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunması karşısında; sanık hakkında “ Her ne kadar TCK"nın 50/4 maddesi gereğince taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa bu ceza, diğer koşulların varlığı hâlinde, TCK"nın 50/1-a"da düzenlenen adlî para cezasına çevrilebilir ise de, TCK"nın 50/1. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve sosyal durumu gözetilerek ve adli sicil kaydı nedeniyle bir daha suç işlemeyeceğine yönelik mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında hükmedilen hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına” karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.