Esas No: 2011/11-286
Karar No: 2011/422
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/11-286 Esas 2011/422 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20.10.2010
NUMARASI : 2010/270 E-2010/424 K.
Taraflar arasındaki “kooperatif ortaklığının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi"nce davanın kabulüne dair verilen 04.03.2009 gün ve 2007/170 E- 2009/86 K.sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi"nin 19.10.2009 gün ve 2009/6516–10686 K. sayılı ilamı ile;
("...Davacı vekili, müvekkilinin dayalı kooperatifin kurucu ortağı olduğunu, yönetim kurulunda görev aldığını, dava dışı A. İ..’e ait taşıma hattı hakkını devraldığını, daha sonra bu hattı M. Y..adlı şahsa sattığını, davalının bu devri bahane göstererek ortaklık kaydını sildiğini, oysa devrin hat hakkına yönelik bulunduğunu, ortaklığın devri sonucunu doğurmayacağı, kuruca ortak olarak zaten pay sahibi olduğunu ileri sürerek, halen ortak olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 04.10.2000 tarihli noterde düzenlenmiş devir sözleşmesiyle ortaklık ve hat hakkını Mustafa Yazıcı adlı kişiye devrettiğini, devrin de ortaklıktan çıkarma nedeni olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin ilk kararın temyizinde Dairemizin bozma kararı uyarınca verilen davanın kabulüne ilişkin kararın da temyizen ikinci kez Dairemizce bozulması sonrasında, bozma kararına uyan yerel mahkemece yeniden yapılan yargılamada, davacının 04.08.2000 tarihinde A. I..’den devraldığı dolmuş hattını 4.10.2000 tarihinde M.. Y..’ya devrettiği, bu şekilde A. I..’den devraldığı hakkının sona erdiği, ancak, bu alım ve devir işdemleri öncesinde de davacının kooperatif üyeliğinin mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatif ortaklığının tespiti istmine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar eksik inceleme gerekçesiyle Dairemizce 2 kez bozulmuş ve uyuşmazlığın çözümü için tespit edilmesi gereken hususlar açıkça ortaya konmuştur. Yerel mahkemece bozma kararına uyulduğu belirtilerek alınan bilirkişi raporları doğrultusunda bu kez davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, bu raporları düzenleyen trafik polisi ve esnafin dava konusu kooperatif hukuku üzerinde uzman olmadıkları ve bu kişilerin tanzim ettikleri rapora dayalı olarak hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı açık olduğu gibi, her iki rapordaki birbirine tamamen zıt tespitler açıklığa da kavuşturulmamıştır.
Bu durumda mahkemece, Dairemizin 24.06.2004 ve 19.02.2007 tarihli bozma ilamlarında belirtilen hususlarda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazalı şekilde davanın kabulü yerinde görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...")
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kooperatif ortaklığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifte kurucu ortak iken dava dışı üçüncü kişiden aldığı hat hakkını bir başkasına devrettiğini ancak ortaklık haklarının kendisinde kaldığını ileri sürerek davalı kooperatife ortak olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının ortaklık haklarını devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece, davacının sahibi olduğu hat hakkını ve kooperatif üyeliğini sözleşme ile devrettiği, yönetim kurulunun bu devir belgesi ile gerekli işlemleri yerine getirdiği bu nedenle davacının kooperatif üyeliğinin sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yüksek Özel Daire"ce, hükmün yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı,bilirkişi raporunun da uyuşmazlığı çözmeye elverişli nitelikte olmadığı, davacının önceden beri kooperatif üyesi olduğu iddiası ile dava dışı A.... İ... ile davacı arasında 04.08.2000 tarihinde akdedilen hükme esas alınan devir sözleşmesiyle aynı içerikli sözleşmeye değinilmediği, karar gerekçesinde de, hat hakkı ile üyelik arasındaki ilişkinin irdelenmediği, davacının davalı kooperatifte iki üyeliğinin olup olmadığı hususunun tartışılmadığı gerekçesiyle uyuşmazlık noktalarında kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaretle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, davacının dava dışı A.... İ...." in hissesini satın aldığı, söz konusu hissenin yine davacı tarafça dava dışı M.... Y....."ya devrinin yapıldığı, bu işlemlerin davacının önceki üyeliğini etkilemediği, bunun sonucu olarak davacının eskiye dayalı üyeliğinin sürdüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yüksek Özel Daire"ce; davalı kooperatif taşıma kooperatifi olup, hat hakkı devri ile üyelik hakkının devredilmesi durumunun birbirinden ayrılması halinde, kooperatife üye olunmadan üye sayısından fazla hat sahibi olunacağı, bu durumun da kooperatifin varlık nedeni ile bağdaşmayacağı, davalı kooperatif bünyesinde üyelik hakkından ayrı olarak hat hakkının devredilmesinin ana sözleşme hükümlerine ve kooperatif uygulamalarına göre mümkün olup olmadığının mutlak surette tesbiti gerektiği, mahkemece, yukarıda açıklanan noktalar da dikkate alınarak kooperatif ana sözleşmesi, defter ve kayıtları üzerinde kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişiden yeniden rapor alınmak suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesine işaretle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece bu bozmaya uyulmuş; kooperatif merkezinde keşif yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, uzman bilirkişinin davacının A... İ... devraldığı üyelik hakkını M. Y.. bedel mukabilinde devrettiği, kooperatifteki üye sayısı ile hat sayısının aynı olduğu, kooperatif uygulamalarında hat devir sözleşmesi ile üyelik haklarının devredildiği, devirler neticesinde karar defterlerine hattı devralan kişilerin üye olarak kayıtlarının yapıldığı, bu hususlar çerçevesinde davacının üyelik hakkının kalmadığının belirtildiği; davacı vekilinin de itirazları doğrultusunda 2002 yılından beri yapılan genel kurul tutanakları ve bu tutanaklara ilişkin hazırun cetvelleri, 2001 yılından önceki üye kayıt defterleri ve karar defterlerinin mahkememizce ibrazının sağlanması ve konusunda uzman bilirkişi listesi celp edildikten sonra Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünde görevli uzman bilirkişinin gerekçeli olarak davacının birinci ortaklığının devam ettiğine ilişkin ayrıntılı raporuna göre davacının birinci ortaklıktan doğan hakkının devam ettiği sırada devir yolu ile almış olduğu hat hakkını sözü edilen şekilde Mustafa Yazıcı"ya devrettiği ,kooperatifin bu tür işlemlere icazet verdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yüksek Özel Dairece bu kez; bilirkişi raporlarını düzenleyen trafik polisi ve esnafın dava konusu kooperatif hukuku alanında uzman olmadıkları ve bu kişilerin tanzim ettikleri rapora dayalı olarak hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığının açık olduğu gibi, her iki rapordaki birbirine tamamen zıt tespitlerin de açıklığa kavuşturulmadığı, 24.06.2004 ve 19.02.2007 tarihli bozma ilamlarında belirtilen hususlarda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine işaretle karar bozulmuştur.
Yerel mahkemece; “davacının birinci ortaklıktan doğan hakkının devam ettiği sırada devir yolu ile almış olduğu hat hakkını sözü edilen şekilde M.. Y.’ ya devrettiği kooperatifin bu tür işlemlere icazet verdiği anlaşılmış buna göre önceki kararının dosya içeriğine uygun olduğu bozma ilamında değinildiği üzere bilirkişinin kooperatifler hukuku uygulaması ile görevli ve uzman olduğu” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu"nun önüne gelen uyuşmazlık; Davacının kooperatif ortağı olup olmadığının tespitinde alınan bilirkişi raporlarının uyuşmazlığı çözmeye yetip yetmediği, bilirkişilerin uzmanlık alanlarının rapor düzenlemeye yeterli olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre davacının davalı kooperatif ortağı olduğu yönündeki tespitin yerindeliği noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından;
Davalı kooperatifin karar ve üye defterlerinin kaybolduğu gerekçesiyle zayi belgesi verilmesini istemesi üzerine Kocaeli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/1145 Es. 2001/323 K sayılı 30.11.2000 dava,19.04.2001 karar tarihli ilamı ile kooperatife ait karar ve üye defterinin 10.11.2000 tarihi itibariyle çalındığından zayi belgesi verilmesine karar verildiği;
27.06.1999 tarihli olağan genel kurul toplantısında davacı S. A.."ın Yönetim Kurulu asil üyesi olarak seçildiği, hazırun listesinde 9. sırada 29 üyeden biri olarak yazıldığı, 22.06.2000 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazırun listesinde 29 üyeden 28. sırada gösterildiği, bundan sonra yapılan genel kurullar hazırun listelerinde davacının adına rastlanmadığı;
28.03.2000 tarihli Körfez ..Noterliği"nin tasdiki ile Karar Sureti adlı belgede Vazife taksimi ve imza yetkisine ilişkin olarak 28.06.1999 tarihli toplantı sonucu Yönetim Kurulundan S. A.. ile B. A.."ın kooperatif kaşesi üzerine atacakları müşterek imzaları ile kooperatifin temsil ve ilzam olunmasına karar verildiği;
anlaşılmaktadır.
Ayrıca, Davacı:
04.08 2000 tarihli Gölcük ..Noterliği"nin Hat Devir Sözleşmesi ile;
A. İ.."den; “...Hat hakkımın tamamını kooperatif ana sözleşmesinde hat hakkı devrinin mümkün olduğunu bilerek hattımın tamamını gayrıkabili rücu olmak üzere bütün aktif ve pasifi ile birlikte devralan S.A.. ile aramızda kararlaştırılan 100.000.000TL bedel mukabilinde devrettim. Devir bedelinin tamamını kendisinden nakden ve peşinen aldım. Adı geçen kooperatifteki durak hakkım ile ilgili hiçbir hak ve hukukum kalmadığını, devir alanın benim yerime üye olmasını ve kendi adına kayıt ve tescilini yaptırmasına şimdiden muvafakatimin bulunduğunu beyan ederim.” açıklaması ile hat ve ortaklık devralmış;
04.10 2000 tarihli Kocaeli .. Noterliği"nin Hat Devir Sözleşmesiyle de ;
M... Y......"ya ”...S.S.100 No"lu ....Derince Koop.unvanlı kooperatifteki hat hakkımın tamamını kooperatif ana sözleşmesinde hat hakkı devrinin mümkün olduğunu bilerek hattımın tamamını gayrıkabili rücu olmak üzere bütün aktif ve pasifi ile birlikte devralan M. Y.. ile aramızda kararlaştırılan 100.000.000TL bedel mukabilinde devrettim.Devir bedelinin tamamını kendisinden nakden ve peşinen aldım. Adı geçen kooperatifteki durak hakkım ile ilgili hiçbir hak ve hukukum kalmadığını, devir alanın benim yerime üye olmasını ve kendi adına kayıt ve tescilini yaptırmasına şimdiden muvafakatimin bulunduğunu kabul ederim.” açıklaması ile aldığı bu hat ve ortaklığı devretmiştir.
Davacı, 11.01.2001 tarihli Kocaeli ... Noterliği"nin beyannamesi ile de;
04.10.2000 tarihli M... Y....."ya devretmiş olduğu Hat Devir Sözleşmesinde “benim yerime üye olmaya” ibaresini kaldırdığını,üyelik hak ve hissesinin kendisine ait olduğunu, beyan etmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, tek taraflı olarak devir beyanından dönülmesi mümkün olmadığından bu beyanın hukuken sonuç doğurması olanaklı değildir.
Kooperatif ana sözleşmesinin 10.maddesinde, kooperatife ortak olabilmek için; taşıyıcılığı bilfiil meslek edinmiş esnaf olmak, kooperatifin amacına uygun motorlu aracı bulunmak şartları düzenlenmiş; 14.maddesinde ise; bu şartları taşımayanların ortaklıktan çıkarılacağı; 17.Maddesinde de ortaklığın yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10.maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebileceği, 43.maddesinde, yönetim kuruluna seçilebilmek için kooperatif ortağı olmanın şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Davacının davaya konu devir işlemlerinden önceki tarihlerde devrettiği hat ile birlikte kooperatif üyesi olduğunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının 04.08.2000 tarihli hat devir sözleşmesiyle dava dışı A.... İ....."den aldığı taşıma hattı hakkını dava dışı M. Y....."ya 04.10.2000 tarihinde devir etmesi ile kooperatif ortaklığının tamamen sona erip ermediği; devrettiği bu ortaklığı dışında da herhangi bir ortaklığının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak; davacının A.. İ..."le arasındaki 04.08.2000 tarihli hat devir sözleşmesi ile hat ve ortaklık haklarını satın ve devir aldığı tarihte zaten mevcut olan ve devraldığı bu ortaklıktan başka bir ortaklığının da bulunduğunun tespiti halinde; sonradan 04.08.2000 tarihinde devraldığı ortaklık haklarını 04.10.2000 tarihinde M... Y.."ya devretmesine ve ortaklıkla ilgisi kalmamasına karşın, önceki ortaklığının devam ettiğinin kabulü gerekeceği; aksi halin tespiti durumunda ise ortaklık hakkının kalmayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durum karşısında, taşıma hattının kim tarafından ve nasıl tahsis edildiği, davalı kooperatifin hatların tahsisinde etkisi bulunup bulunmadığı, taşıma kooperatifi ortağı olmanın kendiliğinden taşıma hattı sahibi olma sonucu doğurup doğurmayacağı, bu hattın ortaklık sıfatına bağlı bulunup bulunmadığı, kooperatifin kurulduğu tarihten dava tarihine kadar hat sayısı ile ortak sayılarının ve kimlere ait olduğunun tespiti, davacının A.... İ.."in hat ve üyelik haklarını devraldığı 04.08.2000 tarihinde davalı kooperatifte, daha önce mevcut ayrı bir hat ve ortaklık hakkı bulunup bulunmadığı; ayrıca hat ve ortaklık birlikte alınıp devredildiği durumda bir kimsenin aynı anda birden fazla hat ve ortaklığının bulunmasının ana sözleşmeye göre mümkün olup olmadığı hususlarının araştırılması ve çözümü gerekmektedir.
O nedenle mahkemece; açıklanan bu araştırmalar yapılıp, aralarında yolcu taşıma sektörü çalışanı ile kooperatif alanında uzman hukukçulardan oluşturulacak bilirkişi kuruluna davalı defter ve kayıtları ile resmi belgeler üzerinde inceleme yaptırılarak iddia ve savunma kapsamında rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Şu hale göre; yukarıda açıklanan ilave gerekçelerle Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen ilave gerekçeler ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.06.2011 günü oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.