18. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4181 Karar No: 2018/2936 Karar Tarihi: 05.03.2018
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/4181 Esas 2018/2936 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2016/4181 E. , 2018/2936 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/429 esas ve 2015/34 sayılı kararında açıklandığı üzere, Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123. maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır. Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Suçun manevi unsuru saik olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak saikiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Suçun olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle oluşabilmesi için özel bir amaçla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir . Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayda; sanığın attığı mesajların içeriğinden, katılandan satın aldığı dairede bir takım eksiklikler bulunduğu, çatının akması nedeniyle evin içerisine su dolduğu bu nedenle mağdur olduğunu bildirip eksikliklerin giderilmesini istemek için katılana mesajlar gönderdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın kişilerin huzur ve sükununu bozma kastının ne şekilde oluştuğu delillere dayalı olarak açıklanmadan, CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı olarak hükümlülük kararı verilmesi, 2- Kabule göre de, a-) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı kişilerin huzur ve sükunun bozma suçunun, CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddeler ve yönetmelik hükümlerinde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak katılana uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, b-) Sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının suç tarihi itibariyle CMK"nın 231/6. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, yeniden suç işlemeyeceği kanaatiyle hapis cezası ertelenen sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden, “sanığın açıklanması geri bırakılan hükümlülüğünün bulunuşu” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.