Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK"nun 266. maddesinde; borçlunun, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebileceği, takibe başlandıktan sonra bu yetkinin, icra mahkemesine geçeceği hükme bağlanmıştır.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu yukarıda açıklanan yasa hükmüne dayalı ihtiyati haciz ve yakalamaların kaldırılması ve yanısıra açılan menfi tespit davası sonuna kadar takibin durmasına yönelik şikayettir.
İcra takibinin durmasına ilişkin isternin mahkemece yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi yerinde ise de; haciz ve yakalamaların kaldırılması isteminin yukarıda sözü geçen yasa maddesi koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, borçlunun bu istemini de kapsar biçimde ret kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi, işin şikayet niteliğinde olduğu ve İİK"nun 16. maddesinde tazminat öngörülmediği için borçlunun %40 tazminatla sorumlu tutulması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ  : Borçlunun  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.