13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/36903 Karar No: 2016/560 Karar Tarihi: 18.01.2016
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/36903 Esas 2016/560 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/36903 E. , 2016/560 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka davalı ile aralarında tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığını, davalının kredi geri ödemelerini yapmaması üzerine, alacağın tahsili için ...İcra Müdürlüğü"nün 2012/5434 sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, davalının borca ve takibe itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı banka tarafından temyiz edilmiştir. 1-Her ne kadar mahkemece, davacı banka tarafından davalıya gönderilen muacceliyet ihtarının usulüne uygun olmadığına değinilerek vadesi gelmeyen taksitler yönünden tüm borcun muaccel hale gelmediğinden bahisle davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde “... Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre davacı bankanın, taraflar arasında imzalanan 22.1.2010 tarihli kredi sözleşmesinin 11/2. maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10.maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenerek ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ve 7 gün süreli ihtarname gönderilmesi gerekir. Dosya kapsamından, davalı borçlunun birbirini izleyen üç taksidi ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Davalıya birbirini izleyen üç taksidin ödenmemesi üzerine bu taksitlerin ödenmesi için yapılan ihtarın, anılan yasa ve sözleşme maddesine uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış olup, bu ihtarın 4077 sayılı kanunun l0. maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilmesi dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitler ile birlikte tamamı muaccel olan kredi borcunun, gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken; yasaya uygun yapılan ihtar hakkında yanılgılı değerlendirme ile tüm kredi borcunun muaccel olmadığı kabul edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacı bankanın, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 72,18 TL harcın istek halinde iadesine, 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.