4. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16807 Karar No: 2015/1496 Karar Tarihi: 16.02.2015
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/16807 Esas 2015/1496 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2014/16807 E. , 2015/1496 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/12/2013 NUMARASI : 2007/285-2013/468
Davacı E.. Ö.. vekili Avukat Müjgan tarafından, davalı Y.. D.. aleyhine 29/06/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlileri aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, işin esası incelenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.). Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Davaya konu edilen olayda, Milli Eğitim Bakanlığı"na bağlı devlet okulunda öğretmen olan davacının, ücret karşılığı merkezi sınavlarda görev yapmak istediği, istemi kabul edilerek görevlendirme yazısının görev yaptığı okul müdürlüğüne gönderildiği, ancak herhangi bir neden olmaksızın davalı okul müdürünün, bu yazıdaki davacıya ait ismin üzerini çizerek başka bir öğretmeni görevlendirdiği, bu nedenle davacının maddi kayba uğradığı, manevi yönden de zarar gördüğü ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin görevleri kapsamında yetkisini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, idari yargı yerinde ve ilgili İdare aleyhine açılabileceğine göre, somut olayda karşı yana husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Şu halde, davanın husumet (taraf sıfatı) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.