Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1536
Karar No: 2019/3785
Karar Tarihi: 30.04.2019

Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Silahlı terör örgütüne üye olma - Anayasayı ihlal - Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme - Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/1536 Esas 2019/3785 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2019/1536 E.  ,  2019/3785 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden
yoksun kılma, Silahlı terör örgütüne üye olma,
Anayasayı ihlal, Türkiye Büyük Millet Meclisini
ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını
engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini
yapmasını engellemeye teşebbüs etme
Hüküm : 1)Sanıklar ... ve ...
hakkında; tüm suçlarından ayrı ayrı verilen beraat
kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi,
2)Sanıklar ..., ve ...
hakkında;
a-)TCK"nın 309/1, 53, 58/6-9, 63, 3713 sayılı Kanunun
3-5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına
yönelik istinaf başvurularının esastan reddi,
b-)TCK"nın 109/2, 109/3-a,b,c, 53, 58/6-9, 3713 sayılı
Kanunun 3-5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet ve
TCK’nın 54. maddesi uyarınca müsadere kararına
yönelik istinaf başvurularının esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; temyiz edenin sıfatı bakımından 477 sayılı Kanun ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık kurumuna yapılacak tüm atıfların Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılacağı göz önünde bulundurularak, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre takdiren duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-)Bir kısım sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
2-)Katılanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık vekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilinin, ... vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
CMK 237/1 maddesi gereğince, mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesinde kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler. Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne yardım etme suçları kamu barışına karşı işlenen suçlardan olup, bu suçların dolaylı mağduru toplumu oluşturan bütün bireyler olmakla birlikte, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 gün 65-69, 22.10.2001 gün 234/366, 04.07.2006 gün 127-180, 03.05.2011 gün 155/80 ve 05.06.2012 gün 1/519-224 sayılı kararlarında vurgulandığı üzere; davaya katılabilmek için "suçtan zarar görme"nin gerektiği, bu kavram yasada açıkça tanımlanmamış ise de, yerleşik uygulamaya göre "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak dolaylı veya olası zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir.
Sanıklara yüklenen suçların niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan Milli Savunma Bakanlığının tüm suçlardan; Türkiye Büyük Millet Meclisinin Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve Anayasayı ihlal suçu suçları dışındaki; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık’ın ise Anayasayı ihlal ve Hükümete karşı suç dışındaki diğer suçlardan davaya katılmalarına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup temyize hak vermeyeceğinden katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin CMK"nın 296/1. maddesi gereğince REDDİNE,
3-)Sanıklar ...,ve ... hakkında kurulan hükümlere karşı katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık vekillerinin ve sanık ... ile sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında TCK"nın 311. maddesinde düzenlenen yasama organına karşı suç ve TCK"nın 312. maddesinde düzenlenen hükûmete karşı işlenen suçlardan dolayı 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken fikrî içtima hükümlerine göre eylemin tek suç oluşturacağı kabul edilerek yazılı şekilde uygulama yapılması sonuca etkili görülmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıkların üyesi bulundukları silahlı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemleri gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde eleştiri nedeni ile aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık vekillerinin ve sanık ... ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık vekillerinin ve sanık ... ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 3-A fıkrasının 7. paragrafındaki ve 3-B fıkrasının 8. paragrafındaki "yollamasıyla 58/6 maddesi” ibarelerinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4-)Sanıklar ... ve ... hakkında tüm suçlarından kurulan beraat hükümlerine karşı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun katılanı olan ...’in usulüne uygun yapılan tebligata rağmen hükmü temyiz etmediği anlaşılmakla; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ...’ın ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık’ın Anayasayı ihlal suçu dışındaki diğer suçlardan temyiz hakkı olmadığından, sanıklar hakkında Anayasayı ihlal suçundan kurulan beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine, oluş ve dosya kapsamına göre; Genel darbe planı ve...özelinde Anadolu yakasında... Tugay Komutanlığında, Avrupa yakası için ... Piyade Tugay Komutanlığında yapılan planlamalar doğrultusunda, çok sayıda personelin zırhlı araç, tank, ZPT ve diğer askeri araçlarla FSM Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü, Üsküdar Çevik Kuvvet,...,... Ordu Karargahı, Sabiha Gökçen Havalimanı,... Köprüsü gibi bölgelere sevk edildikleri, darbe girişiminin 15.07.2016 günü fiilen başlatıldığı saat: 21:00- 22:00 sıralarında askeri personelin ve araçların görevlendirilen bölgelere intikal etmek üzere kışladan çıkış yaptıkları, kalkışma sırasında organize olmak, emir ve talimatları iletmek ve görev yerlerindeki son durum hakkında bilgi aktarımı yapmak amacıyla Kurmay Albay ...’nin talimatları doğrultusunda Kurmay Binbaşı ... tarafından "YURTTA SULH" adında WhatsApp Grubu kurularak darbe girişiminin...ayağında görevlendirilen ve toplantılara katılanların da bulunduğu rütbelilerin bu gruba eklendiği, ...’nin ...’dan bu gruba dahil olduğu ve "özellikle halk üzerinde baskı kurmak ve mukavemet edenlerin dirençlerini kırmak amacıyla halk üzerine ateş edilmesi” yönünde emir ve talimatlar gönderdiği, WhatsApp Grubunda ayrıca... Ordu komutanı ile İl Emniyet Müdürünün enterne edilmeleri ve l"nci Ordu 2"nci sınıf Askeri Cezaevine (Maltepe) kapatılmaları gerektiğine ilişkin yazışmaların yapıldığı, bu yazışmalar arasında ... Cezaevine misafir gidiyor. Karşılansın." şeklinde ibarelerin bulunduğu, sanık ..."ün de YURTTA SULH" adlı WhatsApp Grubuna 15.07.2016 günü saat 21:15 itibariyle dahil olduğu, herhangi bir mesaj yazmadığı ancak 16.07.2016 günü saat 03.17"ye kadar oluşturulan gruptaki yazışmaları takip ettiği tespit edilmiştir.
Davanın sanıklarından ..."ün darbe kalkışması öncesinde... Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen toplantılarda darbe kalkışmasının bir parçası olarak, kalkışmaya katılmayacakları ya da karşı faaliyette bulunacakları değerlendirilen üst rütbeli asker kişilerin ne şekilde etkisiz hale getirilecekleri ve nerede alıkonulacakları hususlarında alınan kararlar, yapılan planlama ve görevlendirmeler uyarınca... Ordu Komutanlığı 2"nci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevinin kontrol ve denetim altına alınması, derdest edilenlerin buraya konulmaları ve muhafaza altına alınmaları faaliyeti ile görevlendirildiği, bu görevlendirmeye uygun olarak hareket eden sanık ..."ün bir gün öncesinde ve olay günü 12.07.2016 - 03.08.2016 tarihleri arasında izinli bulunan sanık ..."ı telefonla arayarak iznini kesip göreve başlaması için talimat verdiği; izinde olmasına rağmen sanık ...’nın saat 21.55 sıralarında, sanık ...’nın ise saat 21.30 sıralarında birliklerine intikal edip sanık ..."ün emrine girdikleri; olay tarihinden bir gün öncesi Cezaevi Müdürünü ziyaret etme bahanesiyle yanında sanık ... olduğu halde cezaevine gittiği, gitmeden önce sanık ..."dan ziyaret sırasında cezaevi binasının durumuna ilişkin gözlem yapmasını istediği; 15.07.2016 günü sanıklar ..., ... ve ..."nın silahlı olarak cezaevi nizamiyesinden giriş yaptıkları, giriş merdivenlerinden çıkarak iç hol kısmına geçtikleri, burada cezaevinde olay günü nöbetçi olan ve mahkemece tanık olarak beyanları alınan Asb. ... ve Uzm. Çvş. ... ile konuştukları, ...’ün Asb. ... ve Uzm. Çvş. ..."a hitaben “Cezaevinde bulunan tüm mahkumları bir koğuşa toplayın, TSK yönetime el koydu, derdest edilen komutanlar, sivil bürokratlar gelecek" şeklinde talimat verdiği, sanık ..."ya cezaevi görevlilerinin verilen görevi yapmamaları durumunda onları tutuklama ve hatta mukavemet göstermeleri halinde vurma emri verdiği, birlikte yasaya aykırı şekilde kamu binasının ve kamu görevlilerinin denetim ve kontrol altına alınması amacıyla faaliyet gösterdikleri, ceza ve tutukevi personeline baskı yaparak koğuşlarda bulunan tutukluların tamamının tek bir koğuşta toplanmalarını ve diğer koğuşların o gece etkisiz hale getirilmesi planlanan üst rütbeli asker ve üst düzey sivil kamu görevlilerinin muhafazası için boşaltılmasını sağladıkları, saat 22.30 sıralarında sanık ...’ın telefonla aradığı katılana "bizzat görmesi gereken önemli bir mesaj olduğunu, sanık ..."nun da yanında olduğunu, gelip kendisini arabayla alacağını" söyleyerek katılanın hileyle amiral konutundan dışarıya çıkmasını sağladığı, firari olması nedeniyle davası ayrılan sanık ... ile sanıklar ..., ... ve ..."ün silahlı vaziyette oldukları halde katılanı derdest ettikleri; araç içerisinde ellerini kelepçeledikleri ve ağzını bantladıkları, hile ve cebir kullanılarak kaçırdıkları katılanı, sanıklar ..., ..., ... ve ...’nın, sanıklardan ..., ... ve ... tarafından yasaya aykırı şekilde kontrol altına alınan cezaevine saat 22.45 sıralarında getirdikleri, adı geçen sanıklar tarafından hile ve cebir ile derdest edilen katılan Tümamiral ... üzerindeki metal eşyalardan arındırılarak cezaevine alınmış, 16.07.2016 günü saat 02:30’a kadar burada tutulmuş ve saat 02:30 sıralarında cezaevinden cezaevi müdür yardımcısı ve beraberindeki askerlerin de yardımıyla serbest bırakıldığı olayda;
Sanıklara müsnet suçların unsurları ve özel görünüm şekilleri, savunmalarında ileri sürülen hukuki kurumlar ile ilgili olarak yapılan açıklamalar, 15 Temmuz 2016 günü ülke genelinde yaşanan olaylar, Bölge Adliye ve İlk Derece Mahkemelerince sübutu kabul edilen somut olay çerçevesinde sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesine gelince:
Dairenin 2019/1950-2164 sayılı kararında açıklanığı üzere; Ülke geneli itibariyle ayrıntılarına yer verilen ve derece mahkemelerince sübutu kabul edilen olayın, devletin anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek amacıyla, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca, işgal ettikleri kamu görevinin verdiği yetkiye istinaden tasarruf etme imkânını haiz bulundukları devlete ait silah ve mühimmatı kullanarak gerçekleştirilen bir silahlı darbe teşebbüsü olduğunda ve bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yoktur.
Ancak anılan kararın ilgili bölümde açıklandığı üzere; aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK"nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırılmaları imkânı bulunmamaktadır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK"nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eşzamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
a-)Ertük Murat Cansaran yönünden;
UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankası üzerinde yapılan sorgulamada,...30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/120 esas, 2018/45 karar sayılı dosyasında, ... ve...’ın, sanık hakkında aleyhe beyanda bulundukları görüldüğünden, ifadelerde geçen WhatsApp yazışmaları ile sanıkla ilgili beyanların araştırılıp varsa aşama ifade tutanaklarının aslı veya onaylı suretleri temin edilmek suretiyle CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması, gerektiğinde mahkemede tanık olarak dinlenmeleri,
b-)... yönünden;
aa-)Yargılama aşamasında dosyada mevcut olan,...Emniyet Müdürlüğünün 11.10.2017 tarihli 2017/30717 sayılı yazısı ile ekinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğünün 18.05.2017 tarih, 22114 sayılı yazısında ‘sanık hakkında, 29.09.2013-05.01.2014 tarihleri arasında 0AKS…..4131 numaralı ankesör hattını operasyonel olarak kullandığı’ yönündeki iddia ve tespitlerin araştırılarak getirtilmesi,
bb-)Temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan başka dosya şüphelisi Kadir Görmez’in aşama beyanlarının aslı veya onaylı suretleri getirtilerek, gerektiğinde mahkemede tanık olarak dinlenmesi ile,
Sanıklar ... ve ...’nın, kalkışmayı gerçekleştiren FETÖ/PDY örgütüne mensup olup olmadıkları, örgütsel faaliyet kapsamında işlenen anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan önceden haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçuna örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi ile katılıp katılmadıkları da saptanarak sonucuna göre,
Ayrıca dosya kapsamındaki sair deliller ve olay günü ortaya koydukları davranışlar itibariyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek darbeyi önleme ihtimalini bertaraf etmek maksadıyla Tümamiral ...’in zorla derdest edilerek alıkonulması olayının plan ve organizasyonunun tüm aşamalarında sanıklardan ...’ün yapmış olduğu işbölümü çevresinde onun emrine girerek yer alan sanıkların, emir ve eylemin suç teşkil ettiği açıkça belli olmasına rağmen, verilen emir doğrultusunda teçhizatlı ve silahlı olarak, asker ve ZPT araç hazırlatmak, cezaevinde uygun ortamı sağlamak şeklinde zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemleri ile suçun icrasına ilişkin rollerinin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurularak, eylemlerinin zarar tehlikesi açısından ortaya koyduğu katkı-önem derecesine göre, kalkışmayı gerçekleştiren FETÖ/PDY örgütüne mensup oldukları, örgütsel faaliyet kapsamında işlenen anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan önceden haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçuna örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi ile katıldıkları, bu cümleden olarak anayasayı ihlal suçunun da icra hareketini oluşturan sübutu kabul edilen eylemlerini gerçekleştirdiklerinin kabulü halinde fiilerinin, “müşterek fail” olarak TCK"nın 37. maddesi delatiyle 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunu,
Örgütsel faaliyet kapsamında işlenen bu suça ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan önceden haberdar olmak suretiyle örgütsel koordinasyon içinde katıldıkları saptanamaz ise eylemlerinin zarar tehlikesi açısından ortaya koyduğu katkı-önem derecesine göre, eylemlerinin, "yardım etmek" olarak TCK"nın 39/2-c maddesi delatiyle 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak, hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucunda oluşa uygun ve hukuki olmayan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın...25. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için...Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi