13. Hukuk Dairesi 2015/405 E. , 2016/510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat ..., diğer davalı ... vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, mülkiyeti davalı bankaya ait dava konusu taşınmazı davalı diğer şirketin teklif alma yöntemi ile satışa sunması üzerine teklif vererek 196/1300 arsa payı üzerinden 850.000 YTL bedelle satın aldılarını,taşınmazın satın alınmasından sonra apartmanda bulunan diğer kat malikleri tarafından açılan dava sonucu verilen karar ile tapudaki hisse oranının 138/1300 düşürüldüğünü, taşınmazın ayıplı olması nedeniyle değer kaybına uğradığını, bu zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek; şimdilik 20.000 TL"nin ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... savunmasında; taşınmazın satışına ilişkin teklif şartnamesinin 6. maddesine göre sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı .... savunmasında; taşınmazın maliki olmadıklarını sadece taşınmazın satışı amacıyla danışmanlık hizmeti verdiklerini davada husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile,20.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı ...yönünden yapılan temyiz incelemesi sonucu; Davalı bankaya ait 68 adet taşınmazın satışının yapılması amacıyla davalı banka ile davalı .... arasında yapılan sözleşme ile davalı ....’nin bankaya ait taşınmazların satışı için gerekli ilanları yapmak,alıcılardan teklifleri almak ve nihai satış yetkisi bankada olmak üzere danışmanlık hizmeti vermek üzere anlaştıkları,bu sözleşme kapsamında olmak üzere davalı ...tarafından hazırlanan ve davacılar tarafından 22.04.2004 tarihinde imzalanan Teklif alma ve satış Şartnamesinin 1. maddesinde davalı ....’nin taşınmaz satış danışmanlık hizmeti verdiği belirtildiği anlaşılmaktadır.Davalı ....’nin dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, taşınmazların satışı için danışmanlık hizmeti verdiği,bu itibarla davalı ....’ye karşı husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumetten reddine karar verilmesi gererirken yazılı şekilde bu davalı yönünden de davanın kabulüne dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
2-Davalı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Dava,taraflar arasında satışı yapılan taşınmazın tapudaki hisse oranının diğer kat maliklerinin açtığı dava sonucu kesinleşen mahkeme kararına dayalı olarak azalması nedeniyle doğan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Dosyada mevcut tapu resmi satış senedine göre davalı taşınmaz maliki banka tarafından 08.07.2004 tarihinde 196/1300 hissenin davacılara 850.000 YTL bedelle satışının yapıldığı,ancak bu satış işleminden sonra diğer kat maliklerinin ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/876 esas sayılı dosyasına konu, tapuda hisse oranlarının düzeltilmesi talepli açılan davaya ilişkin yapılan yargılama sonucu mahkemece taşınmazlar üzerindeki davacılara ait hissenin 138/1300 hisse olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır.Dava konusu taşınmaz üzerindeki davacılara satışı yapılan 196/1300 hissenin kesinleşen mahkeme kararı ile 138/1300 hisse olarak düzeltilmek suretiyle azalması nedeniyle davacıların oluşan bu zararından davalı malikin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Davacıların oluşan zararları kapsamında satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870).Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır.Somut olayda; bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişiler tarafından yapılan yanlış hesaplamaya itibar edilerek karar verilmiştir. Bilirkişilerin yaptığı hesaplamanın Dairemizin benimsediği nispi metoda uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bilirkişi raporu alınıp Dairemizce uygulanan nispi metoda göre hesaplanan değer azalmasının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davalı ... sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı T.Ticaret Bankasının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 341,55 TL temyiz harcın istek halinde davalı ...Şirketi"ne iadesine, 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.