İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/2 Esas 2016/2169 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/2
Karar No: 2016/2169
Karar Tarihi: 29.02.2016

İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/2 Esas 2016/2169 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, bir hastanede nöbet tutan çocuk cerrahisi uzmanıdır. Bir hastanın tedavisini kötüye kullanmakla suçlanmıştır. Mahkeme sanığın beraatine karar vermiştir. Ancak, dosya incelenirken, daha detaylı bir araştırma yapılması gerektiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, dosyanın tüm belgeleriyle birlikte Yüksek Sağlık Şurasından görüş alınması ve mağdurun tedavisi sırasındaki durumun incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. İncelenmeden eksik bir şekilde karar verildiği için, hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- CMK'nın 223/2-a maddesi: hükmün gerekçesinde suçun yasal unsurları ile delilleri gösterilerek ayrıntılı bir şekilde açıklanması gerektiği belirtilmiştir.
- CMK'nın 232/6. maddesi: yüksek mahkeme tarafından bozulan hükmün hakim tarafından değiştirilemeyeceği, yeniden yargılama yapılması gerektiği belirtilmiştir.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi: hükümlerin gerekçelerinin açık ve anlaşılır şekilde belirtilmesi gerektiği belirtilmiştir.
- CMUK'nın 321. maddesi: yüksek mahkeme tarafından bozulan hükümlerin yeniden yargılama yapılarak karara bağlanması gerektiği belirtilmiştir.

5. Ceza Dairesi 2014/2 E. , 2016/2169 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Çocuk Cerrahisi Uzmanı olan sanığın, nöbeti sırasında hastaneye sevk edilen mağdurun tedavisinde gerekli özen ve dikkati göstermeyerek tedavisini geciktirdiği, bu suretle görevini kötüye kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında, mahkemece, hastanın sanık tarafından görülmediği, teşhisleri asistan doktorların yaptığı ve sanığı uyarmadıkları, sanığın olaya müdahalesinin çalışma düzeni açısından mümkün olmadığı gerekçeleriyle beraatine karar verilmişse de; idari soruşturma aşamasında alınan 04/01/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, "tıpta uzmanlık eğitimi verilen hastanelerde görev yapan tıpta uzmanlık öğrencileri, bu görevlerini uzmanların gözetim ve sorumluluğunda yaptıklarından, hastanın kendisine gösterilmemiş olması sorumluluğunu ortadan kaldırmadığından sanığın sorumlu olduğuna" ilişkin rapor gözetilerek, mağdurun tedavisi esnasında gerekli mesleki özeni gösterip göstermediği, yapılması gereken işlemler konusunda bir ihmal veya gecikmesinin bulunup bulunmadığı, bulunduğu saptandığı takdirde, yükletilen savsama niteliğindeki eylemler ile mağdurda ortaya çıkan tıbbi sorunlar arasında nedensellik bağı ve sanığa atfedilecek bir kusur bulunup bulunmadığının belirlenmesi için dosya ile birlikte tüm raporlar, hastane kayıt ve belgeleri gönderilmek suretiyle Yüksek Sağlık Şurasından görüş alınması ve suç tarihinde asistan olarak görev yapıp mağdurun muayene işlemlerini yerine getiren... ve..."un tanık sıfatıyla dinlenilmeleri, sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmesine rağmen hükümde CMK"nın 223/2-a maddesine yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.