13. Hukuk Dairesi 2015/108 E. , 2016/509 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat ... ile davalı ... ... vekili avukat ..."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı şirkete ait mağazada alışveriş yapmak amacıyla bulundukları esnada ellerindeki çantaları alışveriş arabasına koyduklarını, mağaza içindeki ürünleri inceledikleri sırada çantalarının çalındığını, davalıların gerekli güvenlik önlemini almaması nedeniyle hırsızlık olayının gerçekleştiğini ileri sürerek; çantalarda bulunan eşyaların değeri olan 6.950 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, hırsızlık olayının davacıların kendi tedbirsizliği nedeniyle gerçekleştiğini, kendilerine atfedilecek bir kusurun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacıların çantalarını kontrolsüz bir şekilde alışveriş arabasına bırakmak suretiyle açıkta bırakarak mağaza içinde gezen kişilerin kolayca almasına imkan verdikleri ve ağır kusurlu olmaları nedeniyle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı şirkete ait mağazada davacılar tarafından alışveriş yapıldığı sırada meydana gelen hırsızlık sonucu davacıların çantalarının çalınması nedeniyle doğan zararının tazminine ilişkin olup, dosya içeriği ve kamera kayıtları itibariyle davacıların çantalarının mağaza içinde çalındığı sabit olmakla bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirkete ait mağazaya gelen müşterinin mal güvenliğini özellikle kendi muhafazasına terk edilmiş bir eşyasını asgari özen yükümlülüğüyle korumak ve kollamak zorunda bulunduğu davalı şirkete ait işyerine gelen müşterinin yapılan reklam ve hizmete güvenerek geldiği, müşterilerin davalının hakimiyeti alanında olduğu, müşterilerin zararlandırıcı eylemlerden korunması gerektiğinin kabulü zorunludur. Ancak kişilerin kişisel eşyalarını korumakta kendilerinden beklenen asgari özeni göstermemeleri halinde işyerlerine kusur atfedilmesi hak ve nesafet kurallarıyla bağdaşmadığı gibi işyerinin haksız yere zarara uğramasına neden olunabilecektir. Her olayın kendi içinde incelenip değerlendirilmesi gerekir. Öncelikle kişilerin kişisel eşyalarını korumada kendilerinden beklenen özeni gösterdiklerini kanıtlamaları gerekir. Bu halde tarafların olayda kusur ve sorumluluğu incelenmelidir. Somut uyuşmazlık itibariyle, davalıya ait mağazada alışveriş için bulunan davacıların çantalarını alışveriş arabasına bıraktığı ve arabayla birlikte gezerek ürünleri inceledikleri sırada çantalarının yanlarında bulunan alışveriş arabasının üzerinden alınmak suretiyle çalındığı, bu hırsızlık olayının gerçekleşme şekli itibariyle davalı şirkete izafe edilebilecek bir güvenlik zaafiyeti bulunduğu gibi, davacının da çantasını kontrolsüz bir şekilde alışveriş arabası içerisine bıraktığı dolayısı ile çantanın çalınması nedeni ile oluşan zararda tarafların müterafik kusurlarının bulunduğu sonucuna varıldığından maddi tazminat istemi yönünden tarafların müterafik kusur oranlarının tespiti yönünde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 1350, 00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, 18/01/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Dosya kapsamına, bilirkişi raporuna, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiğinden bozma yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.