17. Hukuk Dairesi 2015/7026 E. , 2018/118 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu araç ile müvekkilinin sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu müvekkilinin felç kaldığını, sol kulakta işitme kaybı olduğunu, tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu, bakıma muhtaç olduğunu, tedavi gideri, gidiş geliş masrafları yaptığını, bağ bahçe işlerinde çalışan müvekkilinin kaza nedeniyle gelirinden yoksun kaldığını, akülü tekerlekli sandalye almak zorunda kaldığını, davalının ceza dosyasında cezalandırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.01.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 696,00 TL tedavi giderinin kaza tarihi olan 01.01.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL"ye çıkarılmıştır.
Mahkemece davacı için toplam 696,00 TL maddi tazminata hükmedildiğinden, davalı yönünden maddi tazminata ilişkin hüküm kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, ceza zamanaşımının dolmamış olmasına göre, davalı vekilinin manevi tazminatla ilgili yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacının %80 oranındaki kusur durumu, kaza tarihi (1.1.2006) gibi hususlar dikkate alındığında davacı için hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatın miktarı fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin maddi tazminata ilişkin hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin manevi tazminatla ilgili yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile manevi tazminata ilişkin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz
eden davalıya geri verilmesine 16.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.