Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2016/6943
Karar No: 2017/2780
Karar Tarihi: 22.05.2017

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2016/6943 Esas 2017/2780 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6943
Karar No : 2017/2780


Karar Düzeltme
İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekilleri :
İstemin Özeti : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 04/02/2016 günlü, E:2015/7157; K:2016/568 sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile hesap bilirkişisinin düzenlediği rapor tarihi itibariyle evli olduğu anlaşılan davacı eş için, evlenme ihtimaline binaen yapılan maddi tazminat hesaplanmasında ve hesaplanan bu miktarın hükme esas alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan karar düzeltme istemi kısmen kabul edilerek Danıştay Onbeşinci Dairesinin 04/02/2016 günlü, E:2015/7157; K:2016/568 sayılı onama kararı kısmen kaldırılarak davalı idarenin istemi incelendi;
Dava; davacılar yakını G. D'in idarenin hizmet kusuru nedeniyle vefat ettiğinden bahisle, müteveffanın eşi için 2.000,00 TL, velisi olduğu M. Ç. D. için 2.000,00 TL, olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi, yine eş için 50.000,00 TL, çocuk için 50.000,00 TL olmak üzere toplamda 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmini istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, olayla ilgili ceza yargılamasını yapan .... Asliye Ceza Mahkemesince Adli Tıp Kurumuna yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine; özgeçmişinde pıhtıya dayalı damar tıkanıklığı hastalığı olan kişiye ek tetkikler yapılarak nöroloji ve kalp damar cerrahisi konsültasyonunun yapılması gerektiği halde bu işlemlerin yapılmamasında ilgili hekimin kusurlu olacağı yönündeki Adli Tıp Kurumu, İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 16.04.2014 gün ve 1940 karar sayılı rapor hükme esas alınarak maddi tazminatın hesabı için dosya hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Hesap bilirkişisince düzenlenen 23.01.2015 tarihli raporda, davacı eş için %43 evlenme ihtimali üzerinden 99.068,34 TL, çocuk için ise 49.010,34 TL maddi zarar hesabı yapılmıştır. Davacılar vekilince verilen ve Mahkeme kaydına 27.02.2015 tarihinde giren miktar artırım dilekçesi ile maddi tazminat, eş için 97.068,34 TL, çocuk için ise 47.010,34 TL artırımla toplamda 148.079,33 TL'ye yükseltilmiştir. Dilekçe, davalı idareye 09.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
...İdare Mahkemesince, hesap bilirkişisince yapılan hesaplama dikkate alınarak davanın kabulüne ve hükmedilen maddi ve manevi tazminata dava tarihi olan 28.11.2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Dairemizin 04.02.2016 günlü, E:2015/7157; K:2016/568 sayılı kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararın Düzeltilmesi" başlıklı 54. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerince verilen kararlar hakkında bir defaya mahsus olmak üzere taraflarca; a) Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların kararda karşılanmamış olması, b) Bir kararda birbirine aykırı hükümlerin bulunması, c) Kararın usul ve Kanuna aykırı bulunması, d)Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekarlığın ortaya çıkmış olması hallerinde kararın düzeltilmesinin istenebileceği hükmüne yer verilmiş olup, bu maddenin 2. fıkrasında da Danıştay dava dairelerinin kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen sebeplerle bağlı oldukları kurala bağlanmıştır.
Dosyadaki belgeler ile iddiaların incelenmesinden; düzeltme istemine konu Dairemiz kararının, İdare Mahkemesince hükmedilen manevi tazminatın kabulü ile bu kısma işletilecek faiz yönünden ve çocuk .... için hükmedilen maddi tazminatın onanmasına ilişkin kısmı açısından hukuk ve usule uygun olduğu, düzeltilmesini gerektirecek bir halin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı eş için hesaplanan maddi tazminata ilişkin kısım incelendiğinde;
Hesap bilirkişi raporunun düzenlendiği 23.01.2015 tarihi itibariyle 'in %43 evlenme ihtimali üzerinden hesaplama yapıldığı ve 99.068,34 TL destekten yoksun kalma zararının hesaplandığı görülmektedir.
Eşin ölümü durumunda onun desteğinden yoksun kalan diğer eş yararına, kural olarak destekten yoksun kalınan süre ile sınırlı olarak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Dava dosyasında bulunan nüfus kayıt örneğinden davacı eş 'in 24.07.2014 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, adı geçenin yeniden evlendiği günde destek gereksiniminin ortadan kalktığı benimsenmeli ve o tarihe kadar hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatı hüküm altına alınmalıdır. Dava konusu olayda; hesap bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapor tarihi itibariyle davacı eş 'in evlenmiş olduğu halde destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında evlenme ihtimali üzerine hesaplama yapıldığı, kişinin rapor tarihi itibariyle evli olmasının kesinliği karşısında böyle bir ihtimal hesaplamasının hatalı olduğu açık olup, belirtilen ölçütlere göre hükmedilecek maddi tazminat tutarı yeniden belirlenmelidir.
Bu durumda İdare Mahkemesi kararının, müteveffanın eşi için hükmedilen maddi tazminatın kabulüne yönelik kısmında hukuka uygunluk bulunmamıştır.
27.02.2015 havale tarihli miktar artırımına ilişkin dilekçe ile artırılan tazminat miktarına yürütülecek faize ilişkin bölümü incelenecek olursa;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği, görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmayacağı kuralına yer verilmiştir.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. " cümlesi eklenmiştir.
Nitekim, 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (Tasarının 3.maddesi) gerekçesinde, "AİHM, devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarında, davacıların yargılamanın yavaş işlemesinden doğan zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm bulunmadığı yönünde ülkemiz aleyhinde ihlal kararları vermektedir. Düzenlemeyle, idarî yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edilmesi sebebiyle, nihai karar verilinceye kadar ıslah suretiyle talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınmaktadır." ifadesine yer verilmiştir.
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer alıp, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
2577 sayılı Kanunda, tam yargı davalarında, dava dilekçesindeki miktarın artırımına olanak tanıyan düzenleme uyarınca, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, artırılan tazminat miktarı yönünden faize, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan miktar artırımına ilişkin dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren hükmedilmelidir.
Bakılan davada, davacılar tarafından, 27.02.2015 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu uyarınca maddi tazminat miktarı artırılmış, anılan dilekçe 08.03.2015 tarihinde davalı idareye tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla bakılan davada artırılan maddi tazminat miktarı bakımından, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan 08.03.2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, artırılan tazminat miktarına da adli yargıda dava açma tarihi olan 22.02.2013 tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; kararın düzeltilmesi isteminin kısmen KABULÜNE, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davacı eş için hükmedilen maddi tazminat ve davacıların her ikisi için miktar artırım dilekçesi ile artırılan maddi tazminata adli yargıda dava açma tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kısımlarının BOZULMASINA, anılan kararın diğer kısımları yönünden davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin REDDİNE, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi