19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15842 Karar No: 2016/6944 Karar Tarihi: 20.04.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15842 Esas 2016/6944 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, sözleşmeye uygun şekilde muacceliyet ihtarı çekilerek takibe girişildiği gibi icra dosyasında kısmen tahsilat olup davacının haricen ödemede bulunduğuna yönelik iddiasını kanıtlayamadı. Bu sebeple Mahkeme, davanın reddine karar verdi. Ancak, davacının vade tarihinden takip tarihine kadar olan süre için işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı ve takip tarihinden sonrası için de ancak yasal faiz talep edebileceği gözetilmeksizin, hüküm davacı yararına BOZULDU. Kararda, 22/06/2010 tarihli sözleşmenin 4. maddesi uyarınca borcun muaccel olması halinde asıl alacağa faiz işletilemeyeceği, alacağın icra takibi yada davaya konu olması halinde ise işleyecek faizin kanuni faiz olacağı belirtilerek bu hüküm açıklandı.
19. Hukuk Dairesi 2015/15842 E. , 2016/6944 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ile avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ve davalı arasında akdolunan sözleşme uyarınca 80.000,00 TL ödünç olarak alınan paraya karşılık müvekkilinin keşideci, davadışı ...ve ..."nun avalist ve davalının lehdar olarak yer aldığı 80.000,00 TL bedelli bir adet bononun teminat olarak verildiğini, sözleşmede düzenlenen muacceliyet şartı gerçekleştirilmeden davalının bu senede dayalı şekilde üstelik sözleşmede kararlaştırılan yasal faiz oranına itibar etmeyerek avans faizi işletmek suretiyle müvekkili ve davadışı avalistler aleyhine takip başlattığını, icra dosyasında yapılan tahsilatlar ve müvekkilince gerçekleştirilen haricen ödemelerle de tahsilat yapıldığı halde takibe devam edildiğini belirterek icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; bononun düzenlenmesine dayanak oluşturan sözleşmeye uygun şekilde müvekkilince muacceliyet ihtarı çekilerek takibe girişildiği gibi icra dosyasında kısmen tahsilat olup davacının haricen ödeme iddiasının doğru bulunmadığını, borcun halen mevcut olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; yanlar arasında akdolunan sözleşme hükümleri uyarınca davalının muacceliyet ihtarı keşide etmek suretiyle takip başlattığının belirlendiği gibi davacı tarafın haricen ödemede bulunduğuna yönelik iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2)Taraflar arasında akdolunan 22/06/2010 tarihli sözleşmenin 4. maddesi uyarınca “borcun muaccel olması halinde asıl alacağa faiz işletilemeyeceği, alacağın icra takibi yada davaya konu olması halinde ise işleyecek faizin kanuni faiz olacağı” belirlenmiştir. Bu durum karşısında davacının vade tarihinden takip tarihine kadar olan süre için işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı ve takip tarihinden sonrası için de ancak yasal faiz talep edebileceği gözetilmeksizin mahkemece yazılı olduğu şekilde davacı aleyhine davanın tamamen reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bette açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.