1. Hukuk Dairesi 2015/11514 E. , 2018/10449 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanlar..... maliki olduğu 692 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hatalı veraset ilamı ile davalı ...’e intikal ettirildiğini, bu şekilde ketmedildiklerini, söz konusu tescile dayanılarak diğer davalı ...’a yapılan devrin de geçersiz olduğunu, iyiniyet iddiasının korunamayacağını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., davacıların bu davayı açmakta kötüniyetli olduklarını, davalı ..., dava konusu taşınmazı tapu siciline güvenerek devraldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tescilin yolsuz olduğu ve davalı ...’ın iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 692 ada 9 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan eski 526 ada 28 parselin kadastro çalışması sonucunda davalı ... ile mirasbırakanlar ...... adlarına 1/3’er pay ile tespit ve tescil edildiği, 20.02.1990 tarihinde 526 ada 28 parselden ifrazen gelen 692 ada 9 parselin de aynı pay oranları ile mirasbırakanlar ve davalı ... adına tescil edildiği, mirasbırakan ...... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.09.1987 tarih, 1987/1595 Esas-1748 Karar sayılı ve mirasbırakan .... ait 10.07.1986 tarih 1986/1512 Esas-1987/1336 Karar sayılı veraset ilamlarında tek mirasçı olarak yer alan davalı ...’e dava konusu taşınmazdaki toplam 2/3 payın 13.06.1995 tarihinde veraseten intikal ettiği, davalı ...’in 15.04.2008 tarihinde taşınmazın tamamını davalı ...’a satış suretiyle devrettiği, intikale esas her iki veraset ilamının daha sonra hasımlı olarak açılan ....... Mahkemesinin 2010/535 Esas-2011/207 ve 2010/536 Esas-2011/208 Karar sayılı ilamları ile iptal edildiği, kararların kesinleştiği ve davacıların da mirasçılar arasında yer aldığı anlaşılmaktadır.
./..
Hemen belirtilmelidir ki, hasımlı verasetin iptali kararları ile mirasbırakanlar ......n mirasçılarının davalı ... ile davacılar olduğunun sabit olması karşısında dava konusu taşınmaz bakımından ketmi verese olgusunun kanıtlandığı ve temlik alan davalı ...’ın kötüniyetli olduğu, bir başka ifadeyle Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, dava konusu taşınmazda 07.02.2009 tarihinde kat irtifakı tesisi ile 11 adet bağımsız bölüm oluştuğu, dolayısıyla arsa vasfındaki 629 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kütük sayfasının kapatıldığı ve bir kısım bağımsız bölümlerde dava dışı kişilerin malik olduğu göz ardı edilerek tüm bağımsız bölümleri kapsayan ve infaz kabiliyeti olmayan bir karar verildiği gibi davalı ...’in en başında kadastro tespiti ile taşınmazda 1/3 payı bulunduğu da dikkate alınmadan taşınmazın tamamı üzerinden tapu iptal ve tescil hükmü kurulmuştur.
Hal böyle olunca, öncelikle çekişmeli taşınmazın güncel tapu kaydının getirtilmesi, davalı ...’ın taşınmazda hangi bağımsız bölümlerde malik olduğunun saptanması, davacıların kat irtifakı tesis edilmeden önce taşınmaz arsa vasfındayken taşınmazda mirasbırakanlarından gelen miras payları olduğu dikkate alınarak arsadaki miras paylarının kat irtifakı sonucu oluşan her bir bağımsız bölüme ne oranda yansıdığı konusunda uzman bir bilirkişi kurulundan denetime elverişli şekilde rapor alınması, sonucuna göre eldeki dava kayıt maliklerinden sadece davalı ...’a yöneltildiğinden davacıların arsadaki miras paylarının davalı ...’a ait bağımsız bölümlere isabet eden (yansıyan) payları oranında tapu iptal ve tescil kararı verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalıların değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı olarak iştirak halindeki maliklerden bir kısmının üçüncü kişiye karşı miras paylarına hasren açtıkları tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Murisin ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin MK"nun 629 ve 630.maddeleri (TMK"nun 701-702 md.) gereği tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması gerekir. Bir yada bir kısım mirasçı terekeye bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısmı için dava açarsa, böyle bir dava reddedilmelidir. Çünkü bir ya da bir kısım mirasçıların iştirak halindeki pay
./..
üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Somut olayda talep; terekeye üçüncü kişi konumundaki davalı ... yanında davalı olarak gösterilen mirasçı Şerif"in miras payını kapsamadığından ve aynı zamanda onun adına da açılmadığından, davaya icazeti de mümkün olmayacaktır. Tereke temsilcisi dahi mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettiremez. Davalıların temyiz itirazları kabul edilip dava tümüyle reddedilmelidir.
Kabule göre de; davacıların talebinin kendi miras paylarına hasren olmasına karşın, talep aşılarak davanın reddini isteyen davalı ..."e de pay verilecek şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.