(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/13444 E. , 2015/3794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, vakıf gelir fazlasının tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin Koltukçu Hacı Mustafa Bini İsmail Vakfının galleye müstahak vakıf evladı olduklarını, buna göre önceki yıllara ait fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak üzere, galleye müstehat vakıf evladı olduklarına ilişkin mahkeme ilamının tarihi olan 02.03.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak gelir fazlasının şimdilik 16000 TL’nin davalı taraftan tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
13.02.2011 gün 6111 sayılı Yasa ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 7.maddesinde; mazbut vakıflarda intifa hakları, galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren, vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel Müdürlükçe belirleneceği, Geçici 10. maddesinde ise, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanunun 7.maddesine eklenen hükümlerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış ve halen devam eden intifa haklarının ödenmesi, malvarlığı ve gelirlerinin tespitine ilişkin davalarda da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bundan ayrı, galle fazlasının nasıl ödeneceğine dair dava tarihinde yürürlükte bulunan Vakıflar Yönetmeliğinin 54.maddesinde vakıf gelirlerinden masraflar çıktıktan sonra kalacak fazlanın alacaklılara tahsis edileceği belirtildikten sonra, 55.maddesinde bu tahsisin ne şekilde yapılacağı düzenlenerek vakfiyesinde vakıf taşınmazların bakım ve onarım şartı bulunan vakıfların gayrisafi gelirlerinden her yıl %15 oranında ihtiyat akçesi ayrılarak taşınmazların bakım ve onarımlarının yapılacağı, bu oranın vakıfların malvarlığına göre Vakıflar Meclisi kararıyla artırılabileceği, vakıfların yıllık gayrisafi gelir tahsilatından yönetim ve temsil gideri karşılığı alınarak ... bütçesine gelir yazılacağı, bu vakıfların gerçekleşen yıllık gayrisafi gelir tahsilatından vakıf için yapılan giderler ve vakfiye şartı gereği yapılan her türlü harcamalar çıkarıldıktan sonra vakıf evlatlarına ve ilgililerine ödenecek intifa hakkının belirleneceği ve bunun doğduğu mali yılı izleyen ilk altı ay içinde vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu mali yılın birinci ayında belgeleyenlere yıllık olarak ödeneceği, 53/2. maddesinde ise vakıf için belirlenen gelir fazlası (intifa hakları) vakfiye şartı gereği vakıf evladı veya ilgilisi olduğu ve galleye hak kazandığını kesinleşen mahkeme kararıyla ispat edenlere ve onların evladına vakıf mazbut ise ... mülhak ise mütevelli tarafından ödeneceği öngörülmüştür.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu Koltukçu Hacı Mustafa Bini İsmail Vakfı’nın mazbut bir vakıf olduğu, davacıların Şanlıurfa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 02.03.2009 tarih ve 2008/1020-2009/82 E.K sayılı ilamı ile dava konusu vakfın galle fazlasını (vakfiyede evlatlara verilmesi öngörülen ücreti) almaya hak kazanan evlatları olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
5737 sayılı Vakıflar Yasasının 6/1.fıkrasına göre; Mazbut vakıflar, Genel Müdürlük (...) tarafından yönetilir ve temsil edilir ve aynı Yasanın 31/2. fıkrası gereğince mazbut vakıfların her birinin gelir ve giderleri ayrı ayrı takip edilir. Vakıf hukukunda aslolan, vakfiyedeki hükümlerin eksiksiz olarak uygulanması olup, gerek vakıf evlatları gerekse mazbut vakıf statüsü nedeniyle yönetim ve temsil yetkisine sahip ..."nün emredici olarak düzenlenmiş olan bu hükümlere göre hareket etmesi gerekecektir. Yine aynı Yasa’nın 75. maddesine göre; galle fazlası dışında bir hak, ücret, maaş, tahsisat vs. bırakılmış ise, bu durumda bunu almaya hak kazanan vakıf evlatlarına bu ödemeler yine vakfiye hükümleri çerçevesinde yapılabilecektir. Böylece mazbutaya alınmış vakıflar için bile vakıf evlatlarının vakfiye hükümlerine göre bırakılan her türlü intifa hakları (galle, maaş, tahsisat vs.) korunma altına alınmıştır. Esasen bu durum kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiş olup bu konuda taraflar arasında bir çekişme de bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın temeli 6111 sayılı Yasa ile getirilen değişikliklerin ve buna bağlı olarak vakıf evlatlarına vakfiyede öngörülen ödemelerin hangi şekilde belirlenecek malvarlığı üzerinde yapılacağıdır.
6111 sayılı Yasa ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Yasasının 7. maddesine getirilen düzenlemelere göre mazbut vakıflara ait her türlü intifa hakkının (galle fazlası, vazife karşılığı bırakılmamış ücret, maaş vs. dahil) ödenmesi sırasında bu hakkın kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel Müdürlükçe (...) belirlenecektir. Elbette ki ... tarafından yasada belirtilen süreler kapsamında bu belirlemenin yapılmadığı veya eksik yapıldığı iddiası nedeniyle hakları zedelenen evlatların dava açma hakları saklıdır. Yalnız vakfın ödemeye esas gelirlerinin tespitinde -yasanın emredici hükmü ve Anayasa Mahkemesi"ne bu hükme ilişkin yapılan iptal başvurusunun reddedilmesi de dikkate alınarak- son beş yıldaki halihazır fiili malvarlığı dikkate alınacaktır. Davacı tarafın vakfiye hükümlerine göre almaya hak kazandığı galle fazlası (ücret) 5737 sayılı Yasa’nın değişik 7. maddesi kapsamında kalan bir çeşit intifa hakkı olup bu ücretin verilebilmesi için vakfın gelirlerinin yukarıda da ayrıntıları belirtilen ölçülere göre tespit edilmesi ondan sonra da vakfiyenin ve mevzuatın uygulanması gerekir. Yasa gereğince son beş yıldaki malvarlığı yöntemince incelenerek vakfiyede öngörülen giderler düşüldükten sonra malvarlığının mevcut bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve bunun sonucuna bağlı olarak malvarlığının bulunmadığının tespiti halinde herhangi bir ödemenin yapılamayacağı, aksi takdirde ise malvarlığı ölçüsünde ödemenin yapılabileceği gözönüne alınarak bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Buna göre, somut olayda yapılacak iş; eski hukukumuza dayalı olarak kurulmuş bulunan vakıflar ve muhasebe konularında uzman bir bilirkişi kurulu oluşturularak, dava tarihinden geriye doğru son beş yıl içindeki tüm gelir, gider, kesin hesaplarına ilişkin belgelerin ..."nden getirtilmesi, davacı tarafın varsa göstereceği tüm kanıtların da toplanarak gerektiğinde bilirkişiye yetki verilerek ... ve tapu müdürlükleri gibi kurumlarda yerinde inceleme de yaptırılarak vakfın yasaya göre belirlenecek dava tarihinden itibaren son beş yıl içindeki fiili malvarlığının yöntemince tespit edilmesinden sonra, ödeme yapılacak yıllara ilişkin kesin evlat sayısı ile her yıl için ödenmesi gereken toplam miktarın denetime elverişli biçimde tespit edilmesi; temerrüde düşürme ve faiz başlangıcı gibi konular için de ayrıntıları yukarıda açıklanan Vakıflar Mevzuatının emredici hükümleri dikkate alınarak varsa ödenecek payın belirlenmesinden sonra varsa idarece yapılan ödemelerin de mahsubu dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olmalıyken, mahkemece benzer dava dosyalarındaki raporlar dikkate alınarak fiilen olup olmadığı dahi tespit edilemeyen bir malvarlığı (altın) faizinin galle olarak hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi,
2-Kabule göre de; dava konusu vakfa ait vakfiyede galle fazlasının nasıl paylaştırılacağı düzenlenmiş olup bu düzenleme doğrultusunda davacıların her birine düşen payın ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken davanın tüm davacılar yönünden kabulüne karar verilmiş olması
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 19.03.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacılar vekili dava açtığı 23.02.2011 tarihli dilekçesinde, müvekkillerinin mazbut ... Vakfı’nın kesinleşen ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nin 02.03.2009 tarih ve 2008/1020-2009/82 sayılı kararı ile galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarına karar verildiği halde davalı tarafından hak ettikleri galle fazlasının kendilerine ödenmediğini ileri sürerek; kesinleşen ilam tarihinden itibaren hesaplanacak gelir fazlasının şimdilik 16.000 TL sinin faiziyle tahsilini istemiş; mahkemece, yapılan yargılama sonunda 7.466 TL nin 1.371 TL faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyize konu miktarlar dikkate alındığında;
1-Davalı temyizi yönünden;
Davacılar 17 kişi olduğundan her davacı için temyize konu miktar 1.893,60 TL sını,
2-Davacıların temyizi yönünden;
Davacılar 17 kişi olduğundan ve davanın reddedilen bölümü bakımından temyize konu miktar 1.893,60 TL sını,
Geçmemektedir.
HUMK.nun 5219 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 1.893,60 TL yi geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçelerinin REDDİNE karar verilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyoruz.