10. Hukuk Dairesi 2016/16559 E. , 2019/2057 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof. Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, sayı 2, 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır
Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda hukuk hakimi ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğundan, mahkumiyetin kesinleşmesi halinde mahkum olanlara az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekmektedir.
Somut olaya dönüldüğünde, dava dışı ... ve davalı ... hakkında 2008/488 E. - 2011/486 K. sayılı dosyada ... 3.Asliye Ceza Mahkemesince yargılama yapıldığı sanıkların,hapis cezasına mahkum edildikleri; kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesince 2012/32925 E. - 2013/21035 K. sayılı ilamı ile sanık ... yönünden bozulduğu anlaşılmakla; sanık Bahaddin yönünden ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi 2014/4 E. - 2014/808 K. sayılı ilamı ile yeniden yargılama yapılmış olup; sonuç olarak hakkında hapis cezasına hükmedildiği görülmüştür. Bahsedilen duruma göre, söz konusu olayla ilgili olarak ceza dosyasının akıbeti araştırılmalı, dava dışı Bahattin Üründü hakkında dosyanın kesinleşmesi beklenmeli, mahkumiyetin kesinleşmesi halinde ise dava dışı ... ’ye de bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilip, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu alınmalı; elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
2-Belirtilen hususun dışında 506 sayılı Yasaya dayalı olarak açılan rücuan tazminat davalarında; zaman aşımının, işverenler açısından Borçlar Kanunu"nun 125. maddesine göre belirlenmesinde, zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden ise, Borçlar Kanunu"nun 60. maddesinde öngörülen haksız fiil zaman aşımına tabii olduğunda tereddüt yoktur. Bu arada zaman aşımının başlangıcı konusuna gelince; 506 sayılı Yasada zaman aşımının (özel olarak) düzenlenmediği düşünüldüğünde; genel hükümler çerçevesinde çözüm arama gereği vardır. Gerçekten de Borçlar Kanununun 128. maddesinde; “Zaman aşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir. Kurum açısından alacak hakkı, bağladığı gelirin yetkili organ tarafından onaylandığı tarihte ödenebilir hale geleceğinden, muacceliyetin de onay tarihi olacağı açıktır. O halde, 26. maddeye ilişkin davalarda zaman aşımı, masraflar için sarf; gelirler için ise ilk peşin sermaye değerinin başlangıçtaki gelir bağlama onay tarihinden başlatılmalıdır. Üçüncü kişiler aleyhine açılan davalar ise Borçlar Kanunu madde 60 gereğince 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımının başlangıcı zarar görenin faile ve fiile ıttıla tarihinden itibaren bir, her hal ve koşulda olay tarihinden itibaren 10 yıldır. Zarara ıttıla ise gelirler yönünden gelirlerin onay tarihi, masraflar yönünden ise her bir masrafın sarf ve ödeme tarihidir.
Somut olayda, davalı ..."a karşı 22.12.2014 tarihinde açılan birleşen dava ile 23.12.2008 onay tarihli gelirden oluşan Kurum zararının tahsilinin talep edildiği, davalı ... avukatı tarafından süresinde zamanaşımı savunmasında bulunulmuş olmasına rağmen, mahkemece, zamanaşımı def’i yönünden gerekli inceleme ve irdeleme yapılmaksızın yazılı biçimde karar tesis edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bahsedilen ceza dosyası da getirilip, kesinleşmesi beklenerek; zamanaşımı definin de incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.