21. Hukuk Dairesi 2015/20916 E. , 2016/540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kurumca kesilen cezalar ile ek prim tahakkukları ve bunlara bağlı gecikme zamlarının iptali ile 6111 sayılı Yasa"dan faydalanılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, dört işçinin prime esas kazançlarının eksik bildirildiği gerekçesiyle davacı şirket adına resen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptali ile 6111 Sayılı Yasadan yararlanma istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar vermiştir.
Dava nitelikçe prime esas kazançlarının eksik bildirildiği iddia edilen sigortalılara ait olup bu kanun uyarınca kuruma verilmesi gereken belgelerin bir aylık süre içinden verilmemesi nedeniyle resen tahakkuk ettirilen primlerin iptali istemine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı yasanın 79/5,6 ve 5510 Sayılı Yasanın 86. maddesidir. Anılan maddelere göre; işverenin tebliği edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgili kurum ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın reddi halinde, işverenin kararın tebliği, tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabileceği hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, Kontrol memurluğunun 28.11.2011 tarih 114/R.S sayılı raporunda alınan işçi beyanlarına dayanılarak davacı işyerinde çalışan 4 işçi için 2006 yılı Kasım ve Aralık ayları ile 2007 yılı Şubat ve Mart ayları için 2.731,10 TL ek prim borcu belgesi düzenlendiği,prim borcunun davacıya 11.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği işverenin kurum ünitesine itiraz etmeksizin itirazi kayıtla 06.03.2012 tarihli dilekçe ile 6111 sayılı Yasa gereğince 26.04.2011 tarihli 8607608 sayılı başvurularının bulunduğunu, ihalelere katılacakları için tüm hakları saklı kalmak koşulu ile ek prim ve hizmet belgelerini sunduğunu belirttiği, borcun 17.02.2012 tarihine kadar gecikme zammı ile birlikte toplam tutarının 5.455,65 TL olduğu, davacının itirazi kayıt ile 17.02.2012 tarihinde ödeme yaptığı, yine davacı işyerinde çalışan 3 işçi için 2007 yılı Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları ile 2008 yılı Ocak ve Şubat ayları için toplam 1.395,73 TL ek prim tahakkuku yapıldığı, 07.03.2013 tarihine kadarki gecikme zammı ile birlikte toplam 3.157,81 TL"nin itirazi kayıtla Kurum hesabına ödendiği, toplam ödemenin 8.613,46 TL olduğu, 13.03.2012 tarihinde 1 aylık süre içinde dava açtığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla davacının yukarıda sözü geçen maddede öngörülen prosedüre uymadığı, giderek kurum ünitesine itiraz etmeksizin doğrudan mahkemeye başvurduğu, açık-seçiktir. Hal böyle olunca, ve özellikle kurum ünitesi itiraz komisyonu kararının iptaline yönelik bir davanın açılmadığı ortadadır.
Öte yandan, bu tür uyuşmazlıkların iş mahkemesinde çözümlenmesi için Sosyal Sigortalar Kanununun 79/5 ve 6 fıkraların öngördüğü prosedürün işletilmesinden sonra süresinde dava açılması durumunda sözkonusudur.Ancak dava ,prim borcunun davacıya tebliğinden itibaren,Kurum ünitesine yapılacak itiraz süresinde açılmıştır
Yapılacak iş; dava, prim borcunun davacıya tebliğinden itibaren, kurum ünitesine yapılacak itiraz süresinde açılmış olduğundan dava dilekçesinin süresinde olduğu ve itiraz dilekçesi niteliğinde olduğu da belirtilmek suretiyle Kurum ünitesine gönderilmesine karar verilmeli, Kurum ünitesinin kararı beklenmeli ve Kurum ünitesinin kararının sonucuna göre diğer deliller değerlendirip karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.