MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacı Asil ... ile davalı ... ... vekili avukat ..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, kızı ile birlikte davalı ... şirketi tarafından 20.10.2012 ve 29.10.2012 tarihleri arasında düzenlenen ... gezi programına katıldıklarını, gezi öncesi son derece sağlıklı olduğunu, gezi liderinede yorucu aktivitelere katılmak istemediğini özellikle bildirdiğini, buna rağmen yüksek tempou gezi nedeniyle rahatsızlandığını, 28.10.2012 tarihinde hastaneye kaldırıldığını, 5 gün boyunca yoğun bakımda kaldığını, bu süreçte grup lideri tarafından kendisine ilgi gösterilmediğini, yabancı bir ülkede kaderi ile baş başa bırakıldığını, sonrasında pasaport ve belgelerinin otele bırakılarak turun Türkiyeye geri döndüğünü, hastaneye kaldırılışının öncesinde ve sonrasında hiçbir şekilde aranmadığını, gerekli ilgi ve alakanın gösterilmediğini, ileri sürerek 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ...’nin “manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10/3. maddesinde “Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” hükmü yer almaktadır. Başka bir anlatımla, tüketici mahkemelerinde takip edilen manevi tazminat davasının tamamının reddi durumunda, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde 750,00 TL maktu vekalet ücretine karar verileceği öngörülmüştür. O halde mahkemece, manevi tazminat davası yönünden kendisini yargılamada vekil aracılığı ile temsil ettiren davalı lehine ..."nin 10/3 maddesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 3.000,00 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Birinci bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün 3 no’lu bendinde bulunan “3.000,00 TL vekalet ücretinin” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “750,00 TL maktu vekalet ücretinin” söz ve rakamlarının yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.