Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/17491 Esas 2016/6927 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17491
Karar No: 2016/6927
Karar Tarihi: 20.04.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/17491 Esas 2016/6927 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalının müvekkili hakkında başlattığı takibe konu bononun davalının müvekkiline verdiği borç para karşılığında 10.000 TL bedelli düzenlendiği, fakat senedin bedel kısmının (rakam ve yazıyla) 15.000,00 TL olarak tahrif edildiği, davalının senet bedelinin 3.000 TL\"sinin takipten önce tahsil edildiği yönündeki kabulü nazara alındığında davacının senet nedeniyle davalıya 3.000,00 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Mahkemece eda hükmü sonuçlarını doğuracak şekilde ayrıca icra takibinin devamına şeklinde hüküm kurulamaz. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 1. bendinin 3. cümlesinin “.... İcra Müdürlüğü\"nün .... sayılı dosyasındaki takibin asıl alacak 12.000 TL üzerinden aynen devamına\" şeklindeki metnin hükümden çıkarılarak, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun\"un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 5236 sayılı Kanun\"un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğ
19. Hukuk Dairesi         2015/17491 E.  ,  2016/6927 K.
"İçtihat Metni"


Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2015
NUMARASI : 2010/493-2015/182


Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında başlattığı takibe konu bononun davalının müvekkiline verdiği borç para karşılığında 10.000 TL bedelli düzenlendiğini, davalı tarafından senedin bedel kısmının (rakam ve yazıyla) 15.000,00 TL olarak tahrif edildiğini, müvekkilinin davalıdan aldığı 10.000 TL"yi ödediğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu senedin müvekkilinin davacıya verdiği 15.000 TL karşılığında düzenlendiğini, senette tahrifat yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı asil, 11.12.2014 tarihli celsede, davacı tarafından takipten önce, senet bedelinin 3.000,00 TL"sinin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından sunulan davalının imzasını taşımayan davacının tek taraflı düzenlediği belgelerin ödeme makbuzu olarak kabul edilemeyeceği, alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, senet bedelinin 15.000 TL olarak tahrif edildiğine ilişkin bulgunun saptanamadığının bildirildiği, senet bedelinin yazı ile “onbeş milyar” olarak gösterildiği, bu nedenle senedin 15.000 TL üzerinden düzenlendiğinin kabulünün gerektiği, davalının senet bedelinin 3.000 TL"sinin takipten önce tahsil edildiği yönündeki kabulü nazara alındığında davacının senet nedeniyle davalıya 3.000,00 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Menfi tespit davalarında borçlu olunmayan miktar yönünden tespit hükmü kurulmakla yetinilir. Mahkemece eda hükmü sonuçlarını doğuracak şekilde ayrıca icra takibinin devamına şeklinde hüküm kurulamaz. Mahkemenin menfi tespit hükmünden sonra ilave olarak takibin devamı şeklinde hüküm kurması yanlış ise de, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinin 3. cümlesinin “.... İcra Müdürlüğü"nün .... sayılı dosyasındaki takibin asıl alacak 12.000 TL üzerinden aynen devamına" şeklindeki metnin hükümden çıkarılarak, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 5236 sayılı Kanun"un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.