11. Hukuk Dairesi 2018/3562 E. , 2020/473 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 29/02/2016 gün ve 2014/520 - 2016/160 sayılı kararı bozan Daire"nin 11/01/2018 gün ve 2016/13104 - 2018/212 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı banka nezdinde döviz tevdiat hesabı bulunduğunu, davalı banka çalışanlarının davacı tarafından verilmeyen, sahte yazılı talimatlarla, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, yazılı talimatın teyidini almadan davacı hesabında bulunan 99.927,00 Euro"yu ...’a ödediklerini, bu konuda müvekkilinin şikayeti üzerine ...8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/18 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davalı bankaya paranın ödenmesi konusunda ihtarname gönderildiyse de davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 99.927,00 Euro"nun faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 99.927,00 Euro alacağın 13/11/2007 tarihinden, dava tarihi olan 17/01/2014 tarihine kadar davalı bankaca Euro cinsinden açılmış döviz mevduat hesaplarına uygulanan oranda işlemiş faizi ile davalıdan tahsiline, 99.927,00 Euro alacağın dava tarihi olan 17/01/2014"den itibaren devlet bankalarının Euro cinsinden açılmış 1 yıllık döviz mevduat hesaplarına uyguladığı değişen oranlardaki faizi ile davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 16/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, davalı bankanın kusurlu davranışı nedeniyle davacıya ait hesapta bulunan paranın üçüncü bir kişi tarafından çekilmesi vakıasına dayalı olarak bankaya karşı açılmış alacak davasıdır.
Mahkemece toplanan delillerle, özetle, davacının davalı banka nezdindeki... numaralı vadeli döviz tevdiat hesabındaki 99.927,62 Euro tutarında paranın 95.000 Euro"luk kısmının 01.02.2006 tarihli sahte talimat yazısına istinaden 03.02.2006 tarihinde dosyada adı geçen üçüncü kişiye ödendiği, vadeli bu hesabın kapatıldığı, kalan 4.927,62 Euro"luk tutarın ise aynı tarihte davacı adına açılan 3331956 nolu yeni bir vadeli döviz tevdiat hesabına aktarıldığı, bu hesaptaki paranın da 07.03.2006 tarihinde yine sahte talimat yazısına istinaden adı geçen üçüncü kişinin hesabına aktarıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, banka görevlileri hakkında açılan ceza davasındaki tespitler de nazara alınmak suretiyle davalı banka, davacının parasının yetkisiz kişilerce çekilmesinden ötürü sorumlu tutulmuş ve hesaptaki paranın davacıya iadesine hükmedilmiştir.
Hükmün davalı yan vekilince temyizi üzerine sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ise de, Dairemiz çoğunluğu tarafından, sahte işlemler sırasında davacıya ait... nolu vadeli döviz tevdiatı hesabına ilişkin cüzdanının da ibraz edilmiş olduğuna yönelik davalı savunmasının aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığı belirtilmek suretiyle, bu durumun davacı bakımından müterafik kusur teşkil edeceği, müterafik kusurun tespiti açısından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği görüşüne varılarak yerel mahkeme kararının bu yön itibariyle bozulmasına karar verilmiştir. Bu görüşe katılmaya olanak görmüyorum. Şöyle ki; her şeyden önce, sahte talimat yazısına istinaden 03.02.2006 tarihinde gerçekleştirilen işlem sırasında, 3325653 nolu hesaba ait cüzdanın aslının ibraz edildiği yolunda savunmada bulunan davalı, bu savunmasını ispat ile yükümlüdür. Davacının bu savunmanın aksini ispat etme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bir başka söyleyişle, sahte olduğu delillerle sabit olan işlemler sonucu davacının uğradığı zarara, bizzat davacının, hesap cüzdanını başkasına vermesinden mütevellit fiilinin de etkili olduğunu kanıtlama yükü davalı bankaya aittir. Ceza dosyasında verilen kararda da bu yönde bir saptama yoktur. Bu bakımdan, ispat yükü dağılımı bakımından Daire çoğunluğunun değerlendirmesine katılmak mümkün değildir.
Diğer yandan, davalının bu yöndeki savunması mahkemenin ve Daire çoğunluğunun kabulü ile de çelişmektedir. Herşeyden önce, hesap cüzdanının davacı tarafından ibraz edilmesi zaten fiilen imkansızdır. Çünkü, söz konusu cüzdanın ait olduğu hesap, 03.02.2006 tarihinde kapatılmış olup bu husus davalı bankanın kabulündedir. Bankacılık uygulaması bakımından kapatılan hesaba ait cüzdanın ve ilgili hesap kartonunun arşivde korunmak üzere bankaca alıkonulmakta olduğu bilinen bir keyfiyettir. Bu durumda, davacıdan kapatılan hesap cüzdanının aslını sunmasını talep etmek ve giderek davalı savunmasının aksinin ancak bu yolla kanıtlanabileceğini değerlendirmek maddeten de mümkün değildir. 03.02.2006 tarihinde yapılan sahte işlemle birlikte "O..." seri nolu hesap cüzdanının da kullanıldığını savunan davalı bankanın, ispat kolaylığı ve bu çerçevede üzerine düşen ispat yükü nedeniyle, bu cüzdanın iptal edilmiş aslını yahut en azından örneğini mahkemeye sunabilmesi mümkün ve muhtemel iken cevap dilekçesi ekinde sunulan cüzdan fotokopisinde herhangi bir kapama ve iptal işlemine ilişkin hiçbir işaret bulunmamaktadır (bkz. cevap dilekçesi ek-4). Nitekim, sahte talimata istinaden kapatılan... nolu döviz tevdiat hesabından kalan 4.927,00 Euro tutarındaki paranın aktarıldığı 3331956 nolu döviz tevdiat
hesabına ilişkin olup sahte işlemi gerçekleştiren üçüncü kişiye verildiği kuşkusuz olan "U ..." seri nolu cüzdan üzerinde hesabın kapatılmasına ve cüzdanın iptaline ilişkin banka görevlilerince gerekli işaretlemenin yapıldığı yine bizatihi davalı banka tarafından ibraz edilen deliller arasında göze çarpmaktadır. Söz konusu hesap cüzdanının 07.03.2006 tarihli sahte talimat yazısına istinaden gerçekleştirilen ikinci işlem sırasında ibraz edilmiş olmasının, her iki talimatın da sahte olduğunun anlaşılması karşısında, davacı açısından bir kusur olarak görülmesi mümkün olmayıp sonuca da bir etkisinin bulunması beklenemez.
Açıklanan tüm bu maddi ve hukuki hususlar çerçevesinde, yerel mahkeme kararının tümüyle onanması görüşünde olduğum için Daire çoğunluğunun müterafik kusur oranının belirlenmesine yönelen bozma düşüncesine katılamıyorum.