15. Ceza Dairesi 2018/4847 E. , 2020/11800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma)
HÜKÜM : TCK’nun 155/1, 62, 52/2-4 ve 53.maddeleri uyarınca mahkumiyet
Değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü;
Sanığın, katılana ait Global İletişim isimli işyerine gidip, katılana hitaben aynı caddede işyeri bulunan ve katılanın ağabeyi olan tanık ..."a ait işyerine gittiğini, burada cep telefonu almak istediğini, bütçesine uygun telefon bulamadığını, bunun üzerine ..."ın kendisini buraya yönlendirdiğini, eşine doğum günü hediyesi için cep telefonu almak istediğini, evinin yakında olduğunu, eşinin hangi telefonu beğeneceğini bilmediğini söyleyerek üç adet cep telefonu seçtiği, söz konusu telefonları eşine gösterip getireceğini belirterek katılandan teslim aldığı, buna rağmen toplam 360 TL değerinde olan telefonları iade etmeyip yarar sağladığı, bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaşma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın MERNİS adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin MERNİS adresi olduğu belirtilerek TK"nın 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması, MERNİS adresinin bulunmaması halinde ise, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği cihetle, katılanın uzlaşma teklifini kabul etmesine rağmen, sanığa usulüne uygun olarak tebliğ yapılmadan, sanığın bilinen son adresine çıkarılan tebligatın iade edildiğinden bahisle uzlaştırma işlemlerinin sonlandırılması nedeni ile yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ve mahkemece de usul ve yasaya aykırı olarak tarafların uzlaşamadığı şeklinde düzenlenmiş rapora istinaden karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ile ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde, sanığa usulüne uygun olarak uzlaşma davetiyesinin tebliği ile sanığa yüklenen suç nedeniyle uzlaştırma işlemlerinin yapılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek, usul ve yasaya aykırı olarak yapılan uzlaştırma işlemlerine dayalı olarak hüküm kurulması,
2-Haksız menfaatin hileli söz ve davranışlarla elde edilmesi ve sanığın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğinin anlaşılması karşısında, taraflar arasında önceye dayalı herhangi bir tanışıklığın bulunmadığı da dikkate alınarak, sanığın eyleminin TCK"nun 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.