11. Ceza Dairesi 2016/11757 E. , 2018/8764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Beraat
Sanık ..."nun 2008 takvim yılında işlediği suçtan: Beraat; 2007 takvim yılında işlediği suçtan Mahkumiyet
A) Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin; “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik ise sanığın temyiz itirazlarının incelenmesi:
... Tekstil Ürünleri San ve Tic.Ltd.Şti.’nin yetkilisi olan sanığın, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, şirket idaresinin tamamen ...’ın kimlik bilgilerini kullanan ... tarafından gerçekleştirildiği, kendisinin yalnızca kayıtlarda temsilci olarak göründüğünü, sahte fatura düzenleme suçuyla ilgisinin bulunmadığını söylemesi; tanık ...’ın ifadesinde, ... ile bahse konu şirketi devraldıklarını fakat herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını, hiçbir belge imzalamadıklarını beyan etmesi; 12.03.2012 tarih ve 2012-A-1755/7 sayılı vergi tekniği raporunda bulunan form BA-BS analizinde, 2008 takvim yılında 3 ayrı mükellefin bahse konu şirketten 27 adet belge karşılığı 157.891 TL tutarında mal ve hizmet aldıklarının belirtilmesi nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içerisinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın 2007 ve 2008 takvim yıllarında düzenlediği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını,...’a ait olduğunu söylemesi halinde; bu kişiye faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b)...’da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya bu kişiye ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) ... hakkındaki suç duyurusu sonucunun beklenmesi, dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
d) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da belirtilen kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Mahkûmiyet hükmü yönünden kabule göre; hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 05.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.