14. Hukuk Dairesi 2015/7430 E. , 2017/527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.11.1980 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dilekçesinde... İli, Kurtuluş Mahallesi, 840 ada, 19 parsel sayılı taşınmazda müvekkili ve davalıların müştereken malik olduklarını, taraflar arasında rızaen taksim mümkün olmadığından ortaklığın aynen taksimini, olmazsa satış yoluyla ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkeme temyize konu kararında, dava dilekçesinde 840 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış yoluyla giderilmesinin talep edildiğini, yargılama sürecinde dava konusu taşınmazın 830 ada 19 parsel olduğunun bildirildiğini ve bozulan önceki hükmün yargılamasının 830 ada 19 parsel üzerinden yapıldığını ve karar verildiğini, imar uygulaması sonucu taşınmazın 2040 ada 2 parsel numarasını aldığını, ancak dava dilekçesinde 840 ada 19 parsel sayılı taşınmazın dava konusu yapıldığını ve davalıların bu taşınmazda malik olmadıklarını değerlendirerek duruşmalara katılmama ihtimallerinin bulunduğunu, böyle bir durumda taraf teşkilinin sağlandığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, dava dilekçesinde gösterilen taşınmazda payı bulunmayan davacı Hazine’nin aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, “Maddi hataların düzeltilmesi” kenar başlıklı 183. maddesinde, tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hatalarının, karar
verilinceye kadar düzeltilebileceği; taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durumun da dikkate alınacağı, hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca, dava dilekçesinde maddi hata sonucu yanlış yazılan taşınmazın ada numarasınının düzeltilmesi mümkündür. Bu maddi hatanın düzeltildildiği hususunun davalılara bildirilmesi durumunda, mahkemenin gerekçesinde göstermiş olduğu mahsurlar engellenmiş olacaktır. Kaldı ki, mahkemenin bozmaya konu önceki hükmünde, dava konusu taşınmazın ada numarasının düzeltildiği, yargılamanın düzeltilen taşınmaz üzerinden yürütüldüğü ve kararın 830 ada 19 parsel üzerinden verilerek taraflara tebliğ edildiği anlaşıldığına göre, mahkemece işin esasına girilerek, dava konusu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu, daha sonra imar uygulamasının iptal edildiği, kadastral parsele dönüşün gerçekleşip gerçekleşmediği gözetilerek ve öncelikle taraf teşkili hususu denetlenerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.01.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşündeyim. Sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.