16. Hukuk Dairesi 2015/19042 E. , 2018/3508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacıların tutunduğu tapu kaydının değişebilir sınırlar ihtiva etmesi nedeniyle kayıt kapsamının, sabit olduğu anlaşılan "..., ... ... ve ..." hudutları ile bağlantı kesilmeksizin ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kuzey sınırından güneye doğru kayıt miktarınca (7.352 metrekare) inilmek suretiyle belirlenmesi; kayıt miktar fazlası üzerinde taraflar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşulları oluşmadığından, kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümlerinin ... adına tesciline karar verilmesi; çekişmeli taşınmazların kayıt kapsamı içinde kalan bölümü üzerinde davalı taraf yararına tapu kaydının hukuki kıymetini kaybedip kaybetmediği, başka bir anlatımla 3402 sayılı ... Kanunu"nun 13/B-c maddesinde yazılı koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekimeli ... (yeni ... ada ... parsel), ... (yeni ... ada ... parsel) ve ... (yeni ... ada ... parsel) parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile; ... parsel sayılı taşınmazda 12.04.2015 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 3.065,37 metrekare yüzölçümlü kısmının adanın en son parsel numarası verilmek sureti ile tamamı davalı muris ..."ın mirasçıları adına hükümde gösterilen paylarla tesciline; aynı taşınmazın krokide (B) ile gösterilen 3.321,62 metrekare yüzölçümlü kısmının yenileme ... numaralandırması dikkate alınarak ... ada ... parsel olarak tarla vasfı ile; ... parsel sayılı taşınmazın 5.201,47 metrekare yüzölçümü ile yenileme ... numaralandırması dikkate alınarak ... ada ... parsel olarak tarla vasfı ile ... parsel sayılı taşınmazın 1.109,27 metrekare yüzölçümü ile yenileme ... numaralandırması dikkate alınarak ... ada ... parsel olarak kanal vasfı ile ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları ... ve müşterekleri tarafından temyiz; davalı ... varisleri ... ve ... vekili tarafından ise katılma yoluyla ... parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümü ile ... ve ... parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların ... parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümü ile ... ve ... parsellere yönelen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
2- Davacı ... mirasçıları ... ve müştereklerinin ... parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; hükmüne uyulan bozma ilamında “davacının tutunduğu tapu kaydının geldisinin Teşrini Evvel 1306 tarih 92 sıra numaralı tapu olup, kayıt maliki ... oğlu ... olduğu bu kaydın gittisi (davacıların tutunduğu) Mayıs 1952 tarih 8 sıra numaralı tapu kaydının iktisap sütunundaki açıklamaya göre Hüseyin oğlu ...’nin "50 yıl önce" vefat ettiğinin yazılı bulunduğu, davalı tarafın ise ... oğlu ... mirasçısı olmayıp taşınmazı dava tarihine kadar uzun süre kullandıklarını ifade ettikleri halde, davalı taraf yararına tapu kaydının hukuki kıymetini kaybedip kaybetmediği, başka bir anlatımla 3402 sayılı ... Kanunu"nun 13/B-c maddesinde yazılı koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmemiş ve araştırılmamış olmasının isabetsizliğine değinilmiş; mahkemece de davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının iktisap sütunundaki açıklamaya göre Hüseyin oğlu ..."nin "50 yıl önce" vefat ettiği gerekçe gösterilerek davacı tapusunun hukuki kıymetini 3402 sayılı ... Kanunu"nun 13/B-c hükmü gereğince davalı yararına yitirmiş olduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı ... Kanunu’nun 13/B-c koşullarının, zilyet yararına gerçekleşebilmesi için, tapu kayıt malikinin intikalden 20 yıl önce ölmüş olması yeterli olmayıp, intikal tarihine kadar 20 yıl boyunca malik sıfatıyla zilyetliğin de davalı tarafta bulunduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Eldeki dava, davacı ... tarafından 10.05.1952 tarih 8 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak 15.09.1955 tarihinde davalı ... aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasından gelmekte olup 1963 yılında yörede ... çalışmalarının yapılması ile ... Mahkemesine aktarılmıştır. Hükmüne uyulan bozma ilamından sonra çekişmeli taşınmaz başında dinlenen mahalli bilirkişiler 1952-1959-1964 doğumlu olup 10’lu yaşlarından beri çekişmeli taşınmazı davalı tarafın kullandığını; tanık ... Sarı, taşınmazın 50-55 yıl öncesini (1960-1965 tarihleri) hatırladığını ve davalının kullandığını beyan etmiş iseler de; alınan beyanlar tapunun intikal ettiği 1952 yılından öncesindeki zilyetlik durumunu ve 3402 sayılı Kanun’un 13/B-c koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek bakımından yetersiz olduğundan bozma ilamının gereklerinin bu nedenle yerine getirildiğinden bahsedilemez. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için tapunun intikal tarihi olan 1952 yılını ve öncesini bilebilecek yaşta tarafsız mahalli bilirkişiler ve aynı yöntemle tespit edilecek tanıklar eşliğinde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi tarihten beri, kim tarafından ve hangi sıfatla kullanıldığı,özellikle sulama kanalının yapıldığı belirtilen 1952 ve 53 yıllarından öncesinde bu taşınmaz bölümünün düzenli olarak kullanılan bir yer olup olmadığı ve kullanımın nizasız ve fasılasız olup olmadığı hususlarında somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı ve dinlenen tanık ve bilirkişi beyanları arasında aykırılık var ise taşınmazın başında aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 24.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.