4. Ceza Dairesi 2020/20787 E. , 2020/11552 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/2-1, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.860,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/192 esas, 2019/63 sayılı kararını müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 24/06/2019 tarihli ve 2018/192 esas, 2019/63 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair mercii Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/07/2019 tarihli ve 2019/912 değişik iş sayılı kararını kapsayan onaylı dosya sureti incelendi.
İstem yazısında;
“Dosya aslının, sanık hakkında aynı zamanda tehdit suçu yönünden kurulan hükümler yönünden istinaf incelemesi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderildiği gözetilerek, onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda mahkumiyet hükmünü veren hakim Muhittin Metin Kaya"nın, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararı da verdiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesinde;
(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.
(2) 303. madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.
(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.” hükümlerine yer verilmiş,
Aynı Kanun’un “Yargılamaya katılamayacak hakim” başlıklı 23/3. maddesinde ise; “Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz." hükmü düzenlenmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında mahkemesince, hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün kesin nitelikte olduğu, sanık müdafii tarafından 13/06/2019 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, bu talebin ilk mahkumiyet hükmünü kuran hakim tarafından 24/06/2019 tarihli ek kararla reddedildiği, bu ret kararına sanık müdafii tarafından itiraz edildiği, itirazı incelemekle görevli ve yetkili Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 23/07/2019 tarih ve 2019/912 Değişik İş sayılı kararla itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verilecek kararda, önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılanma hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/07/2019 tarihli ve 2019/912 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.