10. Ceza Dairesi 2019/3737 E. , 2019/9541 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : YALOVA 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
A) Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
B) Kabule göre de;
1) Yalova Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünün 10/05/2012 tarihli çağrı davetnamesi sanığa tebliğ edilerek sanığın Kuruma başvurması üzerine denetimin infazına başlandığı, 15/08/2012 - 30/08/2012 tarihleri arasında Müdürlüğe gelmesi gerektiği, gelmediği takdirde bu durumun denetim planının ihlali sayılarak yazılı uyarıda bulunulacağının 30/07/2012 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın belirtilen tarihler arasında görüşmeye gelmemesi üzerine dosyanın ihlalen kapatıldığı, bu ilk ihlal neticesinde sanığın uyarılması yerine dosyanın kapatılarak olayda 2 ihtar, 2 ihlalle ısrar şartının gerçekleşmediği görülmekle, 03/04/2012 tarih, 2008/27 esas ve 2008/106 ek karar sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazının devamına karar vermek gerektiği gözetilmeyerek, mahkûmiyet kararı verilmesi,
2) Suç ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma günü için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebliğ edilmeden ya da sanık dinlenmeden 29/11/2012 tarih 2008/27 esas, 2008/106 sayılı ek kararla hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmesi,
3) Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, kararın 26/12/2012 tarihinde kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde Yalova 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2015 tarihli ve 2013/435 esas, 2015/113 karar sayılı ilamıyla TCK"nın 151/1. maddesi gereğince 1.800 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün 17/02/2015 tarihinde kesinleştiği, 6763 sayılı Kanun değişikliği ile mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşıldığından, söz konusu ihbar edilen suç yönünden kanun değişikliği kapsamında uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı mahkemesinden sorularak anılan suçlar yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkûm olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Adli sicil kaydına göre, Yalova 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/580 esas, 2004/251 sayılı kararı ile mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 31.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.