Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4172
Karar No: 2019/10297
Karar Tarihi: 25.12.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/4172 Esas 2019/10297 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/4172 E.  ,  2019/10297 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Marmara Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Davacı, davalıya ait işyerinde 01.04.1992 - 15.09.2010 tarihleri arası dönemde, her yıl yaz sezonunda (15 Nisan-15 Eylül) SGK kayıtlarında gösterilmeyen ve eksik gösterilen hizmetlerinin tespiti isteminde bulunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, davalı işverene ait otel işletmesi işyerinde, 01.04.1992 - 15.09.2010 tarihleri arası dönemde, her yıl yaz sezonunda (15 Nisan-15 Eylül) geçtiği iddia edilen çalışma süresinin tespitini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... vekili; davacının çalışmalarının tam olarak bildirildiğin kayıtlara yansıyan süreyi aşan çalışma iddiasının yersiz olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
    Ferî müdahil SGK vekili; hakdüşürücü sürenin geçtiği itirazında bulunarak; iddianın, Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun araştırma ve inceleme ile kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    “Davanın kabulü ile; davacı ..."nın, 2.8121.01.011002466.010.18-52 sayılı dosyada işlem gören .../... kurulu ... işveren olduğu ... unvanlı işyerinde 01/06/1992 - 15/09/2010 tarihleri arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığı, hizmet akdine dayalı olup da kuruma bildirilmeyen 2709 gün hizmet süresi bulunduğunun tespitine" karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davalı ... vekili; tanık anlatımlarının yanlış olduğu için karara dayanak alınmasının mümkün olmadığını; ... adasında yaz sezonunun en fazla üç ay sürdüğünü; 18 yıllık süreye ilişkin sigortasız çalıştırma iddiasının yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu; kararın süre ve ücret konusunda denetime açık olmadığını; kesin sürede bilirkişi ücreti yatırılmadığı için bu delilden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, aksine işlem yapılmasının HMK hükümlerine aykırı olduğunu; mevsimlik çalışma dönemleri için 5 yıllık hakdüşürücü sürenin ayrı ayrı hesaplanmısa gerektiğini; iddianın kanıtlanamadığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Ferî müdahil SGK vekili; davanın, hakdüşürü süre geçtikten sonra açıldığını; mazeret bildirimi ve bilirkişi ücretinin yatırılması konusundaki süreler nedeniyle usul hataları yapıldığını beyanla; ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, Yargıtay içtihatlarında öngörülen yöntem uyarınca kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 10. Hukuk Dairesi, “Davalı ... vekili ve SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle; Marmara Asliye Hukuk Mahkemesi"nin, 10.01.2017 tarihli, 2012/81 E., 2017/3 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile;
    Davacı ..."nın, işveren ... adına 2.8121.01.011002466.010.18-52 sicil numarasıyla tescilli, ... unvanlı işyerinde, 15.04.1997 - 15.09.2010 tarihleri arası dönemde mevsimlik işçi olarak 2100 gün çalıştığı, çalışmasının 61 günlük kısmının bildirildiği, 2039 günlük kısmının SGK Başkanlığı"na bildirilmediğinin tespitine”karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davanın kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
    Fer"i müdahil SGK vekili, istinaf başvuru sebeplerini tekrarla eksik inceleme neticesi hüküm kurulduğunu belirterek kararın temyiz incelemesi ile bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
    6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194 maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Somut davada; davacı, davalı ... işletmesinde teknik eleman olarak 01/06/1992 - 15/09/2010 tarihleri arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığını, bu çalışmalarının her yıl yaz sezonunda (15 Nisan - 15 Eylül) arasında geçtiğini, dava konusu dönem içinde işveren tarafından sigorta bildirimlerinin eksik yapıldığını belirterek eksik bildirilen günlerin tespitini talep etmiş, mahkemece yapılan araştırma neticesinde davanın kısmen kabulü ile 15.04.1997 - 15.09.2010 tarihleri arası dönemde mevsimlik işçi olarak 2100 gün çalıştığı, çalışmasının 61 günlük kısmının bildirildiği, 2039 günlük kısmının SGK Başkanlığı"na bildirilmediğinin tespitine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Mahkemece, davacının beyanı alınarak, davalıya ait otel işyerinde, her ne kadar dava dilekçesinde teknik eleman olarak çalıştığını belirtmişse de, bir kısım tanık beyanlarında temizlik elemanı olarak çalıştığı belirtildiğinden, hangi işleri yaptığı hususu açıklatılmalı, yine her yıl 15 Nisan - 15 Eylül tarihleri arasında çalıştığını belirtmesine rağmen davalı işyerinden verilen dört adet işe giriş bildirge tarihlerine bakıldığında (01.07.1995, 20.07.2000, 15.08.2001, 10.06.2009) bu tarihlerin yaz ortası ya da sonuna doğru olduğu dikkate alınarak bu konudaki beyanı da alınmalı, yine davacıya otelde dava konusu dönemde kimlerle çalıştığı, teknik eleman olarak çalıştığını beyan etmesi halinde, davalı işverene ait otelin tüm sezonda teknik elemana ihtiyaç duyacak büyüklükte olup olmadığı, otelde başkaca bir iş yapıp yapmadığı sorulmalıdır.
    Ayrıca Mahkemece, otelin kapasitesi, büyüklüğü araştırılarak sezonda devamlı bir teknik elemana ihtiyaç duyulup duyulmayacağı araştırılmalı, tanık beyanlarında sezon dönemi içinde 3 ay çalışıldığı beyan edilmekle net bir süre belirtilmediğinden her yıl sezonluk çalışma döneminin başlangıç ve sona eriş tarihleri net bir şekilde belirlenerek ortaya konulmalı, dava konusu döneminin tamamnı kapsar şekilde dinlenmeyen işyeri bordro tanıkları ile komşu işverenler ve çalışanlar yöntemince tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, komşu işverenlerin varlığı tespi edilirken beyana göre değil resmi kayıtlara dayandırılmalı, otelin her yıl sezon başlangıcında faaliyete geçtiği ve sezon sonunda kapandığı tarihlerin ve otel çalışanları olarak kimlerin bildirildiğinin ilgili emniyet biriminden sorulmalı, yine otel çalışanlarının bildirilmesi gereken başkaca kurum, kuruluş olması halinde bunlardan da dava konusu döneme ilişkin çalışan olarak bildirilenlerin isimlerin istenilmesi ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, toplanan kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    2-Kabule göre de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesindeki; “... taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi uyarınca, Kuruma eksik yapılan bildirimlerin hangi yılın hangi aylarına ilişkin olduğunun açıkça belirlenmemesi nedeniyle hükmün infaza elverişli olmadığının gözetilmemesi de isabetsizdir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yetersiz tanık beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi