21. Hukuk Dairesi 2015/4883 E. , 2016/460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/03/1996-21/02/1999, 22/08/2000-01/12/2001 ve 01/06/2002-26/03/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/09/2001-01/12/2001 tarihleri arasında ... ünvanlı ... sicil numaralı işyerinden, 14/01/2002-01/05/2002 tarihleri arasında ... sicil numaralı işyerinden, 01/06/2002-30/03/2007 tarihleri arasında ... ünvanlı ... sicil numaralı işyerinden hizmet bildirimlerinin yapıldığı, ..."a ait ... sicil numaralı işyerinin 1996/1. dönem-2007/3. Ay arası dönem bordrolarının bulunduğu, davacının ..."a ait ... sicil numaralı işyerinden yapılan bildirimleri ile uyumlu olarak düzenlenmiş ücret bordrolarının bulunduğu, bunlardan 2001/9-10-11-12. ay ücret bordrolarının imzasız olup diğerlerinin imzalı olduğu, davacının 21/02/1999-21/08/2000 tarihleri arasında askerlik görevini yerine getirdiği, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Mahkeme tarafından, tanık beyanları dayanak alınarak davacının dava konusu dönemde ayda 30 gün kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de dosyada bulunan imzalı ücret bordrolarına göre davacının Kuruma bildirimlerinin yapılmış olması durumu göz ardı edilerek tanık beyanlarına göre yapılan söz konusu tespit yerinde olmamıştır.
Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları ücret bordrolarına dayanılarak Kuruma bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından dava konusu döneme ait ücret bordroları ibraz edilmiştir. Bu bordroların 2001/9-10-11-12. aylar haricinde imzalı olduğu görülmüştür. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan söz konusu aylardaki sürenin ücret bordrolarında belirtilen süre kadar olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve 506 sayılı Yasanın 60/G hükmünü de göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... ve ..."a iadesine, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.