3. Hukuk Dairesi 2014/20410 E. , 2015/2155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIZILTEPE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/784-2014/436
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; müvekkili hakkında tanzim edilen kaçak elektrik tutanağı gereğince 2008/2 dönem için 24.007,00 TL lik idari para cezasının tahakkuk ettirildiği, kaçak tahakkuk bedelinin ilişkin olduğu ........ İlçesi .......... köyündeki kuyunun aboneli olduğunu, K. Ç. adına kayıtlı olduğunu abone numarasının ise 2145 olduğunu, davalı kurum tarafından davacı müvekkiline 2008/02 dönemi için toplam da çıkarılan 24.007,00 TL miktarlı kaçak tüketime ilişkin para cezası için borçlu olmadıklarının tespitine, davalı kurumun keyfi ve kötü niyetli olarak müvekkile göndermiş olduğu kaçak elektrik kullanım bedeli üzerinden %40"tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Müvekkili davalı idare elemanları tarafından davacıya ait tarımsal sulama tesisinde 04/08/2008 tarihinde yapılan kontrolde abonesiz olarak enerji kullanıldığını tespit ettiklerini, bu hususun idare personeli tarafından tutanakla imza altına alındığını, davacı vekilinin kaçağa dair bir bulguya rastlanmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının kaçak elektrik kullandığı hususunun resmi görevlilerce tutanak altına alındığını, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine sözkonusu karar; Dairemizin 27.06.2013 tarih 2013/8961 Esas 2013/11217 Karar Sayılı ilamıyla "...Davalı kurum görevlileri tarafından düzenlenen kaçak elektrik zaptında, davacının abone olmaksızın tarımsal sulama amacıyla kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği görülmüştür. Mahkemece alınan, bilirkişi raporunda, tarımsal sulama tesisinin davacıya ait olmadığı açıklanmış, alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Yargılama sırasında dava konusu tutanağın düzenlendiği yerde kimin ve hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğu ilgili tüm kurumlardan araştırılmamış, zabıta araştırması yapılmamış, tutanak mümzileri de dinlenmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece kaçak elektrik tutanağına konu taşınmazın tapu kaydı Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek taşınmazın davacı adına kayıtlı olup olmadığının tespit edilmesi, taşınmazda davacının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunuyor ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığının ilgili İlçe Tarım Müdürlüğü, Muhtarlık ve diğer kurumlardan sorularak saptanması, kaçak elektrik kullanma fiilinin kim tarafından işlendiğinin tutanak düzenleyicileri dinlenerek ve zabıta araştırması yapılarak şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozma konusu yapılarak ilgi yargılama dosyası mahkemesine iade edilmiştir.
Bozma ilamı üzerine dosyanın gönderildiği yerel mahkemece bozma ilamına uyulması yönünde karar alınmış; davanın kabulü cihetine gidilmiş; sözkonusu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.
Somut olayda, davaya konu olan kaçak tespit tutanağı içeriğinde, davacının ""abonesiz ve sayaçsız enerji tükettiği tespit edilmiştir"" ibaresinin yer aldığı görülmektedir. Bu doğrultuda dinlenen zabıt münzi tanıklarda; davacının tutanak tarihinde abonesiz ve sayaçsız elektrik kullandığını teyit etmiştir. Yine İlçe Tarım Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevaptan; niza konusu taşınmazın 2002 yılından beri davacı F.. Ç.. tarafından kullanıldığı, celbolunan niza konusu taşınmaza ait tapu kaydından niza konusu taşınmazın 6/7 sinin F.. Ç.. adına kayıtlı olduğu hususu sabittir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi "Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir. Aynı yönetmeliğin 15.maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır. Buna göre, kaçak elektrik kullanım süresinin belirlenmesi ve tüketim hesaplanması, kaçak kullanım tarihinde yürürlükte bulunan kurul kararına göre yapılması gerekir. Buna göre EPMH.yönetmeliği ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddelerinde, kaçak elektrik kullanımı ve ek tahakkuka ilişkin düzenlemeler çerçevesinde kaçak tüketim hesabı yapılmalıdır.
Yargılama sırasında tutanak mümzileri tanık sıfatı ile dinlenmiş, davacının tutanak tarihindeki sayaçsız kaçak enerji tüketimininde bulunduğu hususu ortaya çıkmıştır . Bir başka ifade ile kaçak tespit tutanağının ve sayaçsız kullanımın aksi ispat edilememiştir. Hal böyle olunca; davacı hakkında kaçak elektrik tükettiğinden bahisle kaçak tüketim hesabı yapılması gerekirken, mahkemece resmi tutanak aleyhine beyanda bulunan Y.. M..nın ifadesi ve F.. Ç.."in sözkonusu kuyuyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirten bozma ilamı öncesi alınmış bilirkişi raporuna dayalı alınarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.