12. Hukuk Dairesi 2016/11896 E. , 2017/3937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE;
2) Alacaklının temyiz itirazlarına gelince :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; petrol şirketine veresiye fişi olarak verilen mazota karşılık teminat niteliğinde olan senedin, veresiye fişinin alt kısmından koparılmak ve alacaklı tarafından üzeri doldurulmak suretiyle takip yapıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/2196 Sor. sayılı dosyasında alınan ve ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 09.07.2015 tarihli rapora istinaden takibe dayanak senedin veresiye fişi aslından koparıldığının tespit edildiği, bu haliyle takibe konu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
İcra mahkemeleri, şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir. Bu mahkemeler, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken, kural olarak tanık dinleyemeyeceklerinden dar (sınırlı) yetkili olup, sahtelik iddiasını inceleme yetkileri de genel mahkemeye göre daha kısıtlıdır. Genel mahkemeler, senetteki sahtelik iddiasını, Hukuk Muhakemeleri Kanununun verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme olanağına sahip bulunmaktadırlar.
Borçlunun, teminat amacı ile boş olarak imzalayıp dava dışı şirkete verdiği senedin, alacaklı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulup takibe konulduğu iddiası, İİK"nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan itirazın ise icra mahkemesince aynı Yasanın 169/a maddesi uyarınca incelenerek sonuçlandırılması gerekir.
Somut olayda, borçlu, takibe dayanak senetteki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Borçlunun, takibe dayanak senedin, veresiye fişi aslından koparıldığına ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün değildir.
O halde mahkemece, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı gerekçeyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
Karşı Oy
Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun örnek 10 nolu ödeme emrine karşı süresi içinde icra mahkemesine verdiği dilekçede, aldığı mazota karşılık veresiye fişi olarak verilen teminat senedini asıl alacaklı olan petrol şirketinden alan takip alacaklısının senedin üzerini doldurarak takibe koyduğunu, alacaklıya borcu olmadığını, sahtecilik nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturmanın devam ettiğini, imzanın kendine ait olduğunu veresiye fişinin alt kısmında bononun olduğunu, veresiye fişinden kesilip hukuka aykırı olarak doldurularak takibe konulduğunu ileri sürerek takibin iptalini, %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının tarafına verilmesini talep etmiştir.
Borçlunun bu anlatımına göre borçlu veresiye fişinin alt kısmında olan boş kısmı imzaladığı, imzayı boş bono olduğunu bilerek attığı anlaşılmaktadır.
TTK"nun 778/2-f maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK"nun 680. maddesine göre; "Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulur ise, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası hamile karşı ileri sürülemez; meğerki hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun". Bu hükme göre, boş olarak verilen senet söz konusu ise, borçlunun bonoyu anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğunu yazılı delille ispatlaması zorunludur. Sahte senet tazmini ise borçlanma iradesi olmaksızın başka bir amaçla atılan imzanın üzerinin doldurularak senet haline getirilmesidir. Bu durumda bono unsurlarından olan kayıtsız şartsız borç ikrarı unsuru olmadığı için bono niteliğinde sayılmaz. Sahtelik iddiası Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre İİK"nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olup, icra mahkemesinde incelenmesi mümkündür. HGK"nun 8.6.2016 tarih 2014/12-1128 E, 2016/774 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Ancak, senet metnindeki (yazıda) sahtelik iddiası niteliği itibariyle İİK"nun 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatı çok zordur. İmzada sahtelikte olduğu gibi senet metnindeki (yazıda) sahteliğin ispati ancak bilirkişi raporu ile mümkün olabilir. Bilirkişi raporu ile imza borçluya ait olsa bile bononun sahte olarak oluşturulduğu, başka amaçlarla atılan imzanın senet haline getirildiği tespit edilir ise, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermeyeceği ve dolayısı ile bono niteliğinde sayılamayacağından İİK"nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Bu halde alacağın tahsili yargılamaya muhtaç hale gelmiş olup, genel hükümlere göre dava açmak ve alacağın varlığı ile miktarının kanıtlayıp hüküm altına aldırmak yükümlülüğü ispat yükü kendisinde olan alacaklıya aittir. Yargıtay HGK"nun 27.6.2001 tarih ve 2001/12-545, 2001/548 sayılı kararı ile 12 H.D."nin 12.5.2009 tarih ve 2009/2863 E.-2009/10455 K.; 12 H.D. 28.10.2009 tarih ve 2009/12213 E.-2009/20964 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
Somut olayda yukarıda belirtildiği üzere veresiye fişi verme amacı ile imzalanarak verilen belgenin kesilerek alt kısmının bono haline getirilmek sureti ile sahte olarak tanzim edilmesi değil, boş olarak teminattan verilen senedin anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu iddiası mevcut olduğundan borçlunun bonoyu anlaşmalara aykırı doldurulduğunu yazılı delille kanıtlayamadığı için itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bononun sahte olarak tanzim edildiği TTK"nun 766. maddesindeki şartları taşımadığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken yazılı gerekçe ile bozulması yönündeki Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 16.03.2017