BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1100 Esas 2019/463 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2017/1100
Karar No: 2019/463
Karar Tarihi: 26.04.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1100 Esas 2019/463 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1100
KARAR NO : 2019/463
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında olan ticari ilişki kapsamında alacak borç durumu oluştuğunu,bu borcun tespiti ile ilgili bir protokol yapıldığını, protokolde aralarındaki alacak borç nedeniyle kalan bakiye borç belirlendiğini, bundan sonrada bir süre alım satım devam etmiştir, protokolde belirlenen miktar ve sonrasında belirlenen alım satım dikkate alındığında müvekkili tarafından fazla ödeme söz konusu olduğunu, fazla ödenen miktar olan şimdilik 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu ettiği alacak ile ilgili daha önce açmış olduğu daa dava şartı yokluğundan reddedildiğini, yerleşik yargıtay içtihat kararlarına göre bu dava kesin hüküm oluştuğunu, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme sulh sözleşmesi olmadığını, o tarihte davacı adına sözleşme yaptığı belirtilen ....'ın bu şekilde sözleşme yapma yetkisi de bulunmadığını, ayrıca mahkemece protokolün geçerli olduğu kabul edilse dahi davacı protokol gereğinc edimlerini ifa etmediğinden müvekkilininde protokolde bağlı kalması mümkün olmadığını beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık taraflar arasında bulunan ticari ilişki nedeniyle alacak borç durumunu belirtir protokol isimli 01/06/2009 tarihli sözleşmenin taraflar için bağlayıcı olup olmadığı, davalı adına yetkili kişi tarafından imzalanıp imzalanmadığı, protokol içeriğine göre o tarihe kadar yapılan alım satımdan doğan alacak borç nedeniyle davacının kalan borcunun belirlenip belirlenmediği, belirlenmiş ise daha sonra yapılan ticaret ve davalı tarafından yapılan ödemeler sonrasında davacının fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı, davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği, davacının protokole uyup uymadığı, uymaması durumunda davacınında protokol gereğince edimlerini ifadan kurtulup kurtulamayacağı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 30/11/2018 tarihli duruşmasında ''6100 sayılı Kanun'un 119/1-e. maddesi uyarınca, davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin dava dilekçesinde yer almasının zorunlu olduğu, HMK’nun 25. maddesi gereğince hâkimin, tarafların ileri sürmediği vakıaları ve söylemediği bir şeyi dikkate alamayacağı, hatırlatmada bulunamayacağı, kendiliğinden delil toplayamayacağının düzenlendiği, bununla birlikte dava dilekçesinin tetkikinde davacı vekilinin toplam borç miktarını ve 2009 yılından sonra yapılan toplam ödemeleri belirtmek suretiyle fazla ödeme yaptıkları iddiasında bulunmakla birlikte fazla ödemenin hangi senet ya da borca ilişkin olarak, hangi tarihte yapıldığının belirtilmediği, yargılama faaliyetinin taraflar arasındaki tüm ticari ilişki geçmişi incelenerek yapılan fazla ödeme olup olmadığının tespiti noktasında ilerlemesinin düşünülemeyeceği bu haliyle dava dilekçesinin açıklatılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla davacı tarafa fazla yapıldığı iddia edilen ödeme ya da ödemelerin tarih ve miktarlarıyla açıkça tespit edilerek dava dilekçesinin açıklanması hususunda 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde dava dilekçesi belirtilen şekilde açıklanmadığı taktirde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceğinin ihtarına'' şeklinde ara karar oluşturulduğu, davacı vekili tarafından ara kararın yerine getirilmesine ilişkin 13/12/2018 tarihli dilekçe sunulmuş ise de; işbu dilekçe ile Mahkememizce verilen ara karar gereğinin yerine getirilmiş olarak değerlendirilemeyeceği, sunulan dilekçenin dava dilekçesinin tekrarı mahiyetinde olduğu, davacı vekilinin fazla ödeme yaptıkları iddiasında bulunmasına rağmen fazla ödemenin hangi senet ya da borca ilişkin olarak, hangi tarihte yapıldığının ve miktarının yine açıklığa kavuşturulmadığı, yargılama faaliyetinin taraflar arasındaki tüm ticari ilişki geçmişi incelenerek yapılan fazla ödeme olup olmadığının tespiti noktasında ilerlemesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın dava dilekçesini Mahkememiz ara kararında belirtildiği şekilde açıklamadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 809,48 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye gider avansının taraflara iadesine
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2019
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır
