13. Ceza Dairesi 2017/338 E. , 2018/4079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
02.12.2016 gün ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi değiştirilerek;
"Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir”... şeklindeki düzenleme karşısında, yerel mahkemece verilen direnme kararı üzerine dosya Dairemize gönderilmekle;
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c)Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d)İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak, suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
Dairemizin 27.04.2015 tarih, 2015/8325 esas ve 2015/7791 karar sayılı kararı ile 19.11.2013 tarihli ilk hükmün; "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanıkların eyleminin ne olduğunun gerekçeli kararda gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması, kabule göre de; suça sürüklenen çocuğun, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olması ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı yasanın 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, nedenleriyle bozulmasından sonra, yerel mahkemece “Yargıtay içtihatlarınca ve 5271 Sayılı CMK"nın 231. maddesi gereğince Mahkememizce hükmün sadece açıklanması gerektiği ve önceden verilen hükme Mahkememizce herhangi bir müdahalede bulunulmadığı ve bulunmaması
gerektiği, Mahkememizce hükmün açıklanarak hapis cezasının suça sürüklenen çocuk olması nedeniyle para cezasına çevrilmesinin, 5271 Sayılı CMK"nın 231/11 maddesi gereğince kanunen mümkün olmadığı, Yargıtay içtihatlarınca da bu durumun belirtildiği ve sadece hükmü açıklayabileceği ve suça sürüklenen çocuğun eyleminin ne olduğunun belirtildiği, Mahkeme kararlarının esas ve karar numaralarının belirtildiği ve bu kararların tebliğ edildiği, dosya içerisinde bulunduğu, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık olduğu” gerekçesiyle Dairemizin bozma ilamına direnilmesine karar verildiği, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçe ile ilk hükümdeki gibi karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle kurulan hüküm olduğundan yeni hüküm niteliğinde kabul edilmek suretiyle yapılan temyiz incelemesinde;
A-Suça sürüklenen çocuğun ... ve ...’a karşı hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 31/2 maddelerinde tanımlanan suç aynı yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık kesintili zamanaşımına bağlı olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk kararın kesinleştiği 01.12.2011 tarihi ile hükmün açıklanmasına sebep olan ikinci suçun işlendiği 10/08/2012 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu da nazara alınarak suç tarihi olan 15/10/2010 tarihinden inceleme tarihine kadar bu sürenin geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
B-Suça sürüklenen çocuğun ...’ya karşı hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz isteminin incelenmesinde;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanıkların eyleminin ne olduğunun gerekçeli kararda gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olması ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı yasanın 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 21/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.