22. Hukuk Dairesi 2017/9832 E. , 2018/3184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, Sosyal Güvenlik Kurumuna eksik bildirimde bulunulması nedeni ile haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının başka yerde çalışmak için kendi isteği ile işten ayrıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacının yedek parça alım-satımı yapılan davalı işyerinde satış müdürü ve işyeri sorumlusu olarak çalıştığı, kendi mesaisini kendisinin belirlediği gerekçesi ile anılan alacakların reddine karar verilmiştir.Tanık anlatımlarına göre, yedek parça bölümünde çalıştığı anlaşılan davacının yönetim yetkisi bulunmadığı, işin niteliğine göre de kendi mesaisini belirlemediği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının davalı işyerinde çalışmaları bulunmadığından hesaplama konusunda beyanlarına itibar edilemeyecektir. Bu durumda, işyerinde davacı ile birlikte çalışan davalı tanığı ..."ın, birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olarak davacının, haftada beş gün 09:00-19:00 saatleri arasında günlük bir saat ara dinlenme ile; cumartesi günleri 09:00-15:00 arasında yarım saat ara dinlenme ile çalıştığının kabul edilmesi dosya içeriğine uygun olacaktır. Bu şekilde davacının, haftada 50,5 saat çalışarak 5,5 saat fazla çalışma yaptığı; dini bayramlarda çalışmadığı, 01 Ocak ve 29 Ekim dışındaki milli bayramlarda çalıştığı anlaşılmaktadır. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları belirtilen yöntemle hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.