1. Hukuk Dairesi 2015/11771 E. , 2018/10382 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen dava davacısı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacı, tecrübesizliği ve hile sonucu davalılardan ...’a vekaletname verdiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak , paydaşı olduğu 435 parsel sayılı taşınmazdaki payını diğer davalı ...’a satış yolu ile temlik ettiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar temlik işleminin davacının iradesi ile yapıldığını, taşınmazın ifraz edilerek oluşan yeni parsellerin taşınmazda harici hak sahibi olan kişiler adına tescil edildiğini, 2713 parsel sayılı taşınmazın da davacıya ait olduğunu ve bu parsel sayılı taşınmazın davacıya temlikinin yapılmak istendiğini fakat davacının bu temliki kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yapılan temlik işleminin davacının iradesine uygun olduğu, taşınmazdaki tüm paydaşların paylarını ...’a devrettikleri, ...’ın da taşınmazı 15 parsele ifraz ettirerek, diğer paydaşlara haklarına düşen payları temlik ettiğini, tapu devir bedelini ödemediği için davacı adına temlik işleminin yapılamadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleştirilen dava da ifrazen oluşan 2713 parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 435 parsel sayılı 6.081,00 m2 incirlik arsa vasıflı taşınmazın 207,80/6081 payı davacı ..., 5873,20/6081 payı....adına kayıtlı iken, ölümü ile çocukları ... ve ...’a intikal ettiği, ...,...... ve ...’ın birlikte verdikleri 07.06.2007 tarihli vekaletnameye istinaden vekil davalı ... tarafından davacının payını da kapsar şekilde taşınmazın tamamının 8.06.2007 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazın ... adına kayıtlı iken ifraz edilerek 2710, 2711, 2712, 2713, 2714, 2715, 2716, 2717, 2718, 2719, 2720, 2721, 2722, 2723 ve 2724 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, yeni oluşan 2713, 2721, 2722, 2723 parsel sayılı taşınmazların ... adına kayıtlı olduğu, bu parseller haricindeki parsellerin taşınmazın haricen satış yapılan ve fiilen kullanan dava dışı kişilere satış sureti ile temlik edildiği, ifraz sonucu oluşan 2713 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda davacı ...’ın evi olup, bu parselin bulunduğu alanın uzun süreden beri davacının kullanımında olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; vekil olan davalı ...’ın davacının talimatı ile hareket ettiği, vekâlet görevini kötüye kullanılmadığı anlaşıldığından asıl ve birleştirilen dava davacısının işin esasına ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Asıl ve birleştirilen dava davacısının diğer temyiz itirazlarına gelince; tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliki aleyhine açılır. Davada tazminat isteği de bulunmamaktadır. bu nedenlerle vekil ...’a karşı açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile husumetten reddi gerekirken , davanın esastan reddine karar verilmesi doğru değildir.
Diğer yandan, dava konusu olan ve davacı adına tesciline karar verilen 2713 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibari ile değeri 51.421,00 TL olduğuna göre, reddedilen asıl dava yönünden bu miktar üzerinden hesaplanacak vekâlet ücretinden davacının sorumlu tutulması gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
Birleştirilen dava yönünden; davalı ... ön inceleme duruşmasından sonra davayı kabul etmiştir. HMK’ nın 326/1. madde hükmü gereğince yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.Bu madde hükmü gözardı edilerek, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılıp, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
Asıl ve birleştirilen dava davacısının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.