21. Hukuk Dairesi 2015/20006 E. , 2016/308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar. murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni geciktirici nedenlere göre davalı ..."nin tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; 18.11.2014 tarihli ilk hüküm ile davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulü ile davacı eş yararına 25.631,17 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... yararına 13.330,58 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi, davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 70.000,00 TL manevi, davacı kardeş yararına 30.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, iş bu kararın davacılar ve davalı ... Vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 30.06.2015 tarihli ilamı ile davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile davacı anne, baba ve kardeş yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların çok fazla olması nedeniyle bozulmasına karar verildiği, bozma ilamından sonra yapılan yargılamada 06.10.2015 tarihli karar ile davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 30.000,00 TL, davacı kardeş yararına 15.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Somut olayda, 18.11.2014 tarihli ilk hükmü davalılardan sadece ... Vekilinin temyiz ettiği ve bu davalı yararına bozulmasına karar verilmesi ile hükmü temyiz etmeyen davalılar ... ve ... yönünden kesinleşerek davacılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmadan temyize konu 06.11.2015 tarihli kararda manevi tazminat miktarının davalılar ... ve ... yönünden de değiştirilerek daha az miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan ...."ne yükletilmesine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.