BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/146 Esas 2022/187 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2017/146
Karar No: 2022/187
Karar Tarihi: 25.02.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/146 Esas 2022/187 Karar Sayılı İlamı

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/146 Esas
KARAR NO : 2022/187

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili aleyhine Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine dair icra takibi başlattığını, tebligatı alan davacının hemen senedi teminat olarak verdiği emlak komisyoncusu ....'ın çalıştığı ... Gayrimenkul'ün ... Şubesine gittiğini ancak komisyoncunun artık burada çalışmadığını öğrendiğini, alacaklıya da ulaşamayınca itiraz süresi içinde Bakırköy C.Başsavcılığı'na, ... ve emlak komisyoncusu .... aleyhine .... Sayılı dosya ile bedelsiz senedi kullanmak ve hileli davranışlarla dolandırıcılık, suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca itiraz süresi içinde de Bakırköy ... İcra Hukuk Mahkemesinin .... E. sayı ile, alacağın yasal dayanağı bulunmadığından icra takibine itiraz ile takibin muvakkaten durdurulmasına karar verilmesini istediğini, müvekkili ...'nin ... Mah. ... Cad. ... Apt. ... No:... Bahçelievler/ İstanbul adresinde bulunan, ... İnşaat Nakliyat Tarım ve Orman Ürünleri İmalat ve Ticaret LTD Şirketi'nin ortağı ve yetkilisi olarak İstanbul'un birçok ilçesinde müteahhit olarak inşaatlar yapıp (daire) sattığını, alacaklı olduğunu iddia eden ...'nın da kendisinden geçmiş tarihlerde yatırım amaçlı daire satın alan bir kişi olduğunu, delil olarak sunulan 01.10.2014 tarihli “Satış Sözleşmesi” inde taşınmazın kaydı ile “alıcı ...”, “Satıcı ...” aracılık eden emlak komisyoncusu ....”ın da imzaları bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan bu "alım satım anlaşması” ile, alıcıdan gayrimenkul bedeline istinaden 105.000 TL kaparo alındığını, bilahare 35.000 TL daha ödenerek verilen toplam bedelin 140.000 TL'ye tamamlandığını, komisyoncu ....'ın belki komisyon ücretini de güvenceye almak için, sözleşmede 1 ay olarak belirtilen süre içinde tesis edilecek kat irtifakından sonra tapu verilene kadar geçerli olmak üzere bir teminat senedinin, davacı müvekkili tarafından aracılık eden ....'a verildiğini, senet üzerinde sadece 140,000 TL bedel, borçlu ismi ve imzası bulunduğunu ve tapu verildikten sonra iade edileceği sözü de verildiğini ancak senetin iade edilmediğini, 15.10.2014 tarihli bir diğer “Satış Sözleşmesi” ile ilk sözleşmede davacı müvekkili tarafından aynı tapu kaydı ile satılan dairenin, ... tarafından ...'e satıldığını, satıcı ve alıcının talebi ile tapunun ...'in oğlu ...'e verildiğini, tapu senedinin müvekkili ve malik şirketi tarafından veriliş tarihinin 31.10.2014 tarihi olduğunu, yani sözleşmede belirtildiği üzere tam bir aylık süre içinde davalı- alacaklıya tapunun devredilmiş olduğunu, tapuyu devirle birlikte, sözleşme gereği davacı müvekkilinin taahhüdünü yerine getirmiş olduğunu, bu amaçla Komisyoncu ....'a verilen teminat senedinin iade edilmesi gerektiğini, bu tarihten sonra ... ile müvekkilinin bir daha karşılaşmadığını, ancak devam eden süreçte komisyoncunun aracılık ettiği bazı alıcılar ile davacı müvekkili arasında birkaç daire satışı daha yapıldığını ve aralarındaki ilişki devam ettiğinden senetin henüz iade edilmediğini, davalının iade edilmesi gereken senedi icraya koymakla haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın kabulüne, yargılama sırasında icra bedelini ödemek mecburiyetinde kalmaları halinde davanın İSTİRDAT davası olarak devamına: icra dosyasına yatıracakları paranın alacaklı davalı tarafından çekilmemesi, dosyanın üçüncü şahıslara temlik edilmemesi açısından uygun görülecek teminat karşılığında öncelikle tedbir kararı verilmesine, davacı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konan senedin iptaline, dava neticesinde müvekkilin mağdur olmaması açısından, kötü niyetli davalının %40 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ...'nın, ablasının oğlu .... aracılığı ile tanıdığı davacı ...'den, 2014 yılının Ekim ayında bir daire satın aldığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan 01.10.2014 tarihli "satış sözleşmesi” ile müvekkili ...'nın “... Mah. ... Sok. No:... D .../'İSTANBUL” adresindeki apartman dairesini 160.000,00 TL bedelle davacıdan satın aldığını, bu dairenin 105.000,00 TL'lik bedelinin peşin olarak müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, kalan 55.000,00 TL'lik kısmın da 1 ay sonra verileceği konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin, satın almış olduğu bu daireyi kar elde etmek amacı ile ... adlı kişiye satmak istediğini, 15.10.2014 tarihli, müvekkili ve alıcı ... arasında imzalanan satış sözleşmesi ile söz konusu dairenin, müvekkili tarafından 172.000,00 TL bedelle ...”e satıldığını, müvekkilinin söz konusu dairenin tapu kaydını kendi adına tescil ettirmeden direkt olarak ... adına tescil ettirmesindeki amacın iki kere tapu harç ve masrafı ortaya çıkmasını engellemek olduğunu, müvekkilinin ...'e bu daireyi satmadan önce davacı ile konuştuğunu ve bu dairenin tapu kaydı müvekkilinin de katılımıyla davacı tarafından ... adına tescil edildiğini, ...'den alacağını alan müvekkilinin davacıya olan bakiye 55.00.00'lik borcunu ödediğini ve bu dairenin satışı ile alakalı konunun kapandığını, ancak davacı tarafın dava konusu bononun; yukarıda geçen 01.10.2014 tarihli, müvekkili ... ile kendisi arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklandığını iddia ederek adeta bir senaryo oluşturduğunu, söz konusu bonunun ... tarafından imzalanıp müvekkili ...'ya verilmesinin sebebinin yukarıda geçen satış sözleşmesi ile uzaktan yakından bir ilgisi bulunmadığını, 2015 yılının Mart ayında davacı ile dava dışı ....'ın müvekkilini telefonla arayarak görüşmek istediklerini söylediklerini, bunun üzerine müvekkilinin yeğeni ....'ın ... isimli iş yerinde davacı ile bir araya geldiğini, davacının Kocasinan ..... Mahallesinde bir apartman yaptırdığını ve bu apartmandaki dairelerden birini müvekkiline satmak istediğini söylediğini, müvekkilinin şimdilik bir daireye ihtiyacı olmadığını söylemesi üzerine davacının inşaatın tamamlanması için bir miktar paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek müvekkilinden borç para istediğini, davacının müvekkiline ...'e satmış olduğu daireden elde ettiği parayı borç olarak kendisine verip veremeyeceğini sorduğunu, davacı ile ticari ilişkilerinin devamını isteyen ve davacıya güvenen müvekkilinin davacıya 140.000-TL borç verdiğini ve ödediği paranın karşılığında davacıdan dava konusu bonoyu aldığını, aynı anda müvekkili ile davacının teklif edilen dairenin satışı için harici bir satış sözleşmesi de imzaladıklarını, daire tamamlandıktan sonra müvekkilinin daireyi beğenmesi durumunda verilmiş olan paranın bu dairenin bedeline mahsup edileceğini, beğenilmemesi durumunda müvekkili tarafından ödenen 140.000-TL 'nin iade edileceğini, davacının bu sözleşmeden bahsetmediğini, zira davacının bu sözleşmeye riayet etmeyip müvekkilini zarara uğratarak .... ile işbirliği yaparak müvekkilini dolandırdığını, davacının dava konusu senedin teminat senedi olduğunu yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini belirterek davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esasş Sayılı dosyasında verilmiş olan tedbirin kaldırılmasına, %40 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra İİK 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; ... İli ... İlçesi ... Ada ... Parsel ... Arsa Paylı Daireye ait Tapu Senedi sureti, 15/10/2014 tarihli Satış Sözleşmesi ve 01/10/2014 tarihli Satış Sözleşmesi suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde; whatsup görüşme ve arama kayıtları dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın "Dava dilekçesinde yer alan 01/10/2014 tarihinde ve 15/10/2014 tarihinde düzenlenen sözleşmeler nazara alındığında, dava konusu senedin bedelsiz kalıp kalmadığı, bedelsizliğe ilişkin def'inin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, yargılama sırasında davalı tarafından tahsil edilen paranın istirdadının gerekip gerekmediği, davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı" hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
... Tapu Müdürlüğünden ... Köyü ... Ada .... Parsel sayılı taşınmazın 2014 yılı itibariyle tüm tedavüllerini gösterir tapu kayıtlarının bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; alacaklısının ..., borçlusunun ... olduğu, 31/03/2015 ödeme tarihli 140.000-TL bedelli bono dayanak yapılarak 140.000-TL asıl alacak, 420-TL komisyon, 19.477,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 159.897,50-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, söz konusu icra dosyasına dayanak yapılan senet incelendiğinde ödeme tarihinin 31/03/2015, düzenleme tarihinin 24/03/2015 olduğu, 140.000-TL bedelli olduğu, senedin ön ve arka yüzünde teminat senedi olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığı görülmüştür.
Bakırköy ... İcra Hukuk Mahkemesinin .... Esas Sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; davacısının ..., davalısının ... olduğu, Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasına konu senedin iadesi gereken bedelsiz senet olduğu ve talep edilen alacakların yasal dayanağı bulunmadığından bahisle takibin iptali talepli dava olduğu, Mahkemenin 04/07/2017 tarih .... Esas ve ... Sayılı Kararı ile; "...Bononun bazı unsurlarının eksik şekilde teslimi söz konusu olsa da anlaşmaya aykırı doldurulduğu noktasında davacı lehine belge bulunmamaktadır. Bu noktada önemli olan yerleşik Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere bononun tedavüle çıktığı an itibariyle zorunlu unsurlarının mevcut olmasıdır ki somut olayda bononun zorunlu unsurlarının tamam olduğu ve kambiyo evrakı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak bu noktada davalının anlaşmaya aykırı hareket ettiğine dair belge veya davalının ikrarı da yoktur." gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek 08/02/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Bakırköy (Kapatılan) .... Asliye Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası (Bakırköy .... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas, .... Karar sayısına aktarıldığı görülmekle) UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; katılanın ..., sanığın .... olduğu, Güveni Kötüye Kullanma suçundan yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında beraat kararı verildiği, kararın katılan vekili tarafından istinaf edilmiş olduğu ve İstanbul B.A.M. .... Ceza Dairesinin 08/09/2017 tarih ... Esas ve ... sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kararın 08/09/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Bakırköy ....Asliye Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosya aslı celp edilmiş incelenmesinde; katılanın ..., sanıkların ... ve .... olduğu, Bedelsiz Senedi Kullanma suçundan yapılan yargılama sonucunda sanıkların üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, kararın katılan vekili ile sanık ... müdafii tarafından istinaf edilmiş olduğu ve İstanbul B.A.M. .... Ceza Dairesinin 21/05/2021 tarih ... Esas ve ... sayılı kararı ile;"... suça konu senet ile ilgili karşılıksız ya da teminat senedi olduğu şeklinde bir şerh veya bilginin mevcut olmadığı, taraflar arasında düzenlenen senede dayalı olarak başlatılan Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra takip dosyası ve Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit dosyalarının bulunduğu, yargılamaya konu senedin bedelsiz kalıp kalmadığı hususunun hukuki ihtilaf olduğu ve aşamalarda değişmeyen ve aksi ispatlanamayan sanık savunmaları, savunmayı doğrulayan tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararının sonucu itibariyle doğru olduğu" gerekçesiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın 21/05/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da eğer dava kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası ise, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi gereği, hukuki ilişkiye bakılmaksızın kambiyo senedinin borçlusu olan davacının kambiyo senedi alacaklısına borçlu olmadığı hususunu ispat etmesi gerekmektedir.
Öte yandan, senede karşı ileri sürülen hukuki işlemlerin HMK madde 200'deki düzenleme uyarınca senetle ispatı zorunludur. HMK 201. maddesi gereği, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nın 203. maddesindeki istisna kapsamında kalmadığı sürece HMK 200. maddedeki ispat sınırının altında olsa dahi ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.

İddia, savunma, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ... Sayılı takip dosyası, Bakırköy ....Asliye Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davanın kambiyo senetlerinden kaynaklı İİK 72 maddesi kapsamında açılmış menfi tespit davası olduğu, kambiyo senetleri illetten mücerret olduğundan senedin aksini iddia eden tarafın iddiasını ispatla yükümlü olduğu, bonoda ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu iddia edene ait olduğu, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği (HGK'nın 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. sayılı ve yine HGK'nın 20.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları), senette yazılı nakden kaydı karşısında senedin talilinden ve ispat yükünün talil nedeniyle yer değiştirmesinden de söz etmenin mümkün olmadığı, senetteki imzayı ve senet içeriğini inkar etmeyen davacının aksi yöndeki iddiasını kesin delil ile ispat etmesi gerektiği, somut olayda davacının senedin teminat senedi olduğunu ve bedelsiz kaldığını usulüne uygun delillerle ispat edemediği anlaşılmakla; sübut bulmayan davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 2.732,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.651,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 19.150,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-HMK'nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.'nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2022



Katip ... Hakim ... ¸ ¸






Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.