
Esas No: 2015/6008
Karar No: 2018/32
Karar Tarihi: 15.1.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6008 Esas 2018/32 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait olup davacının sigortalısının kullanımındaki işyerinin altından geçen merkez su borusunun patlaması sonucu, davacı tarafından sigortalanan işyerinde hasar oluştuğunu, ekspertiz raporuyla saptanan 2.521,00 TL"lik hasar bedelini sigortalılarına ödeyip haklarına halef olduklarını, ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının sorumluluğunda bulunmayan, parsel içindeki su borusunun patlamasından kaynaklanan zarar için davacının kuruma rücu hakkının bulunmadığını, davacı sigortalısının kusuru ile zararın gerçekleştiğini, davacının tek taraflı olarak zararı tespit ettiği ekspertiz raporundaki miktarları kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalının icra takibine itirazının iptaline, icra takibinin 2.521,00 TL. asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa 18.08.2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1472. (6762 sayılı TTK"nun 1301.) maddesine göre, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı Kayalar Altın Mutfak San. Tic. Ltd. Şti. tüzel kişi tacir olduğu gibi, davalı da faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre sürdüren tacir tüzel kişidir. Davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki ise haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, her iki taraf da tacir olduğundan, tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davada özel görevli mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek; 6100 sayılı HMK"nun 114/1-c. maddesine göre görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.