
Esas No: 2017/43033
Karar No: 2018/3162
Karar Tarihi: 14.02.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/43033 Esas 2018/3162 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı işyerinde elektrikçi olarak çalıştığını, 21.02.2012 tarihli protokol ile ilk işe giriş tarihinde endüstri meslek lisesi mezunu olan ve işe girmeden evvel 4 yıl mesleki hizmeti olanların süresi içinde başvurmaları durumunda ilk işe giriş tarihinden itibaren derece intibakların yapılacağı hükmünün getirildiğini, süresi içinde yaptığı başvurusunun kabul edilmediğini bu nedenle ilk işe girişinin “9” dereceden değil “13”dereceden olması gerektiğinin tespiti ile, yürürlükte bulunan TİS’lere göre hak ettiği halde derece farkı nedeniyle eksik ödenen ücret ve sosyal yardım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davacının başvurusunun hizmetinin intibakı gerektirecek şekilde olduğunun tam olarak tespit edilememesi nedeni ile kabul edilmediğini, tüm haklarını aldığını, hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesi"nin 29.02.2016 tarih, 2015/39379 esas- 2016/4692 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Öncelikle belirtilmelidir ki; 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere;
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “bozulmasına” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Uzun yıllardan beri Yargıtayın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
Dosya içeriğine göre, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında; yürürlükteki TİS"in 21. maddesi gereğince kesin kabul sonunda davacının “15.” derecede olması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasından sonra, belirtilen yönden bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiştir . Davacının kesin işe kabulü sonrası derecesi 15 kabul edilerek derece- kademe ilerlemesi ve fark alacakları hesaplanmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, ... harçtan muaf oluğunadan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.