Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/11485 Esas 2018/10345 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11485
Karar No: 2018/10345
Karar Tarihi: 17.05.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/11485 Esas 2018/10345 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, mirasçıları tarafından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak bir taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile davalı torununa devredildiği gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile adlarına tescil edilmesini istemiştir. Mahkeme, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Ancak temyiz aşamasında, temlikin gerçekten muvazaa ile illetli olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmadığı belirtilerek, karar bozulmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun m. 611, 614 ve 514 hükümleri, bakım alacaklısının ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesini düzenleyebileceğini ve bu sözleşmeye dayalı temlik işleminin geçerli olabileceğini belirtmiştir. Ancak, temliğin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için, mirasbırakanın yaş, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerektiği açıklanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2015/11485 E.  ,  2018/10345 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ... ....’in maliki olduğu 152 ada 2 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ölünceye kadar bakma akdi ile davalı torununa devrettiğini, temlik tarihinde 90 yaşında olan mirasbırakanın işlemin hukuki sonuçlarını kavrayabilecek durumda olmadığı gibi özel bakıma da ihtiyacı bulunmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını, bakım yükümlülüğünü de yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    ./..






    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca; öncelikle mirasbırakana ait veraset ilamının temin edilmesi, terekesinin tamamının değerinin saptanması, ölünceye kadar bakma akti ile yapılan temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda deliller değerlendirilmek suretiyle mirasbırakanın gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.