17. Hukuk Dairesi 2016/13390 E. , 2018/25 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu otobüsün, davacı ..."ye çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralanıp hayati tehlike geçirdiğini, vücudunun çeşitli yerlerine platin takılan davacının sakatlığa maruz kaldığını ve üniversite sınavına giremediğini, tedavi giderlerinin davacı baba Şevki tarafından karşılandığını ve davacıların manevi olarak da zarar gördüklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL. maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 18.02.2008 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini davacı ... için 49.000,00 TL"ye ve ... için 3.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, kazadan sonraki 2 yıl içinde dava açılmadığından davaya konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazanın davacının ağır kusuruyla gerçekleştiğini, tedavi giderlerine ilişkin araştırma yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazaya davacının dikkatsizliğinin sebep olduğunu ve davalı sürücünün kazada kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ..."in maddi ve manevi tazminat isteminin reddine; davacı ..."in maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 17.731,35 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen hükmün, taraf vekillerince temyizi üzerine, 4. Hukuk Dairesi"nin 30.05.2013 tarih ve 2012/10790 Esas- 2013/10360 Karar sayılı ilamı ile; "mahkemece, davacı ...’te meydana gelen meslekte kazanma gücü kaybının tespiti için Ankara Numune Hastanesi’nden sağlık kurulu raporu alındığı, rapor içeriğinden davacının maluliyet oranının hangi esaslara göre tespit edildiğinin anlaşılamadığı, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası’nın 16/II-c maddesi gereğince, meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınacak SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne uygun bir rapor ile davacının sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi gerektiği, denetime elverişli bulunmayan sağlık kurulu raporu ile yetinilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacı ..."in maddi ve manevi tazminat isteminin reddine dair bozmadan önce verilen hükmün kesinleşmiş olması nedeniyle, bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına; davacı ..."nin maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 43.783,94 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacı ... için maddi tazminatın hesaplanmasında esas alınan gelirin usulünce saptanmış olmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ..."nin davaya konu kaza nedeniyle uğradığı maluliyet oranının tespiti bakımından alınan, Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu"nun 31.07.2009 tarihli raporuyla, davacının maluliyet oranı %4 olarak tespit edilmiş; mahkeme tarafından bozma öncesi tesis edilen hükümde, bu maluliyet oranına göre hesaplanan maddi tazminata karar verilmiştir. Mahkeme hükmünün temyizi üzerine, %4 maluliyet oranına göre tesis edilen hüküm, davalılar lehine bozulmuş; bozma gereği alınan, ATK 3. İhtisas Dairesi"nin 01.12.2014 tarihli raporunda, davacının maluliyet oranı %7,2 olarak tespit edilmiş; mahkemece, %7,2 maluliyet oranına göre hesaplanan maddi tazminata karar verilmiştir.
Oysa, bozma öncesi yapılan yargılamada alınan ve maddi tazminat hesabına esas kabul edilen %4 maluliyet oranı, davalılar tarafından temyiz konusu yapılmış; davacı taraf, mahkemenin ilk hükmünü sadece faiz yönünden temyiz etmiştir. 4. Hukuk Dairesi tarafından, davalı yanın diğer temyiz itirazları incelenmeksizin, mahkeme hükmünün %4 maluliyet oranına ilişkin kısmının, sadece davalılar lehine bozma sebebi yapıldığı; davacının, ilk hükmü bu yönden temyiz etmediği gözetildiğinde; ilk hükümde benimsenen %4 maluliyet oranı bakımından, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunun kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece; bozmadan önce alınan raporla davacı ... için tespit edilen %4 maluliyet oranı bakımından, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, bozmadan sonra yapılan yargılamada alınan ve %7,2 maluliyet oranı belirleyen rapora göre değil de %4 maluliyet oranı belirleyen rapora göre maddi tazminatın hesaplanması konusunda, ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacı ..."nin yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, bu davacı için 25.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin
zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacı ..."nin yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, zararın boyutu göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ne geri verilmesine, 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.