(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/4542 E. , 2021/2758 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle davalı tarafın dayanağı olan ve 1991 yılında görülüp sonuçlandığı bildirilen mahkeme dosyasının araştırılıp dosyaya getirilmesi, bundan sonra mahallinde, çekişmeli taşınmazları iyi bilen, olabildiğince yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında öncelikle (bulunabildiği taktirde) davalı tarafın dayandığı 1991 tarihli dava dosyasındaki ilam ve haritanın, taraflar arasında kesin hüküm ya da güçlü delil teşkil edip etmeyeceği yönünden yapılacak değerlendirmeye esas olmak üzere mahalline yöntemince uygulanması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kimden kime ve nasıl geçtiği, tarafların ortak murisinin sağlığında taşınmazlar hakkında bir tasarrufta bulunup bulunmadığı, bulunmamış ise ölümünden sonra taşınmazların kim tarafından ne sıfatla kullanıldığı, murisin terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise bu yerlerin kimlere kaldığı, diğer mirasçılara ne verildiği ve akıbetlerinin ne olduğu gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanması, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmesi, uzman fen bilirkişisinden, keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir şekilde ayrıntılı rapor alınması, bundan sonra çekişmeli taşınmazlar yönünden davaya konu edilen payın davalılar adına tescil edilen 4/6 oranına mı yoksa tarafların ortak murisi ..."nın babası ..."den gelen 1/6 oranına mı ilişkin olduğu da saptanmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, davanın kısmen ya da tamamen kabulü yönünde kanaat oluştuğunda ise, iptal ve tescil edilen pay oranları açıkça gösterilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1304 ve 1307 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan toplam 336/504 payın iptali ile Havza Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/408 Esas, 2013/444 Karar sayılı veraset ilamında belirtilen payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payların eşit oranda davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların ortak murisinden kaldığı ve davalı tarafça taksim hususu ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şeklinde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye değildir. Çekişmeli taşınmazların tarafların ortak murisinden kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında terekesinin taksim edilip edilmediği hususunda olup, hükmüne uyulan bozma ilamında, 1991 yılında görülüp sonuçlandırılan Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasının getirtilerek taraflar arasında güçlü delil veya kesin hüküm olup olmadığının araştırılması istenilmiş ve söz konusu dosya bu dosya arasına alınmıştır. Söz konusu dosyada alınan beyanlarda, tarafların murisi ...’ın sağlığında kendisine ait menkul malları çocukları arasında paylaştırıldığı, yine kedisine ait 120 dönüm taşınmazı olduğu, bunlardan 40 dönümünü önceki eşinden olan davalılara vermek suretiyle onları ayırdığı, 40 dönüm yeri 2. eşinden olan küçük çocuklarına verdiği ve 40 dönüm yeri ise kendisine ayırdığı belirtildiği halde Mahkemece bu husus yeterince araştırılmamış, dava konusu taşınmaların davalılara verildiği iddia edilen 40 dönüm yer içerisinde olup olmadığı belirlenmemiş ve Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında alınan beyanlar değerlendirmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, muris ...’ın sağlığında kendisine ait taşınmazları Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında belirtildiği üzere taksim edip etmediği, davalılara 40 dönüm yer vermek suretiyle onları ayırıp ayırmadığı, ayırmış ise dava konusu taşınmazların davalılara verilen 40 dönüm yer içerisinde kalıp kalmadığı, çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve hangi sıfatla kullanıldığı sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri de tanık olarak dinlenilmek suretiyle aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları komşu parsellere ait tespit tutanağı ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye olanak tanır şekilde rapor ve kroki düzenlemesi istenmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.