8. Hukuk Dairesi 2020/4610 E. , 2021/1024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi şirketi temsilen İflas İdaresi vekili, mahcuzların üçüncü kişi ... Şirketi"ne ait olduğunu, anılan şirketin iflas ettiğini, takip tarihinden uzun bir süre önce davaya konu makinelerin tespit raporu ile iflas masasına kaydının yapıldığını açıklayarak, davanın kabulü ile malların müflis üçüncü kişi şirkete ait olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, farklı icra dosyalarında ancak dava konusu hacizle aynı yerde yapılan hacizde borçlu şirket yetkilisinin hazır olduğunu, mahcuzların dava dışı ... ......Şti. tarafından borçluya satımına ilişkin sözleşmede üçüncü kişi şirketin de kaşesi olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olup karar davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 30.5.2017 tarihli ve 2015/6296 Esas, 2017/7931 Karar sayılı ilamı ile Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/816 - 645 E.K. sayılı takibin devamına ve üçüncü kişiye dava açmak için süre verilmesine ilişkin kararın davacı üçüncü kişi İflas İdaresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmakla davanın süresinde açıldığı kabul edilip, iddianın esasına ilişkin taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, borçlu şirket ile davacı üçüncü kişi ortaklarının farklı olduğu, borçlu şirket ile davacı üçüncü kişi arasında kiracı-kiralayan ilişkisi bulunduğu, mahcuzların 2000 yılında yurt dışından üçüncü kişi tarafından ithali ile envantere alındığı, ilgili makinelerin haciz öncesi 30.04.2012 tarihinde üçüncü kişi davacı adına İflas İdaresi tarafından tespit ve kayda geçirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı alacaklı vekili tarafından karar temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu haciz, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmamış, haciz sırasında haciz mahallinde borçlu şirket ortak-yetkilisi hazır olmadığı gibi borçluya ait belge bulunmamıştır. Öte yandan, üçüncü kişi şirket borcun doğumundan önce kurulduğu gibi borçlu ile üçüncü kişi şirket ortakları arasında da organik bağ yoktur. Buna göre, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK"nin 96.maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı alacaklı, mahcuzların dava dışı ... ......Şti. tarafından borçlu şirkete 15.12.2012 tarihinde satıldığı, menkullerin mülkiyetinin borçluya ait olduğu, borçlu ile üçüncü kişi arasında muvazaalı işlemler yapıldığı iddia edilmesine ve bilirkişi raporuna delil olarak dayanılmasına rağmen, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli görülmemiştir. O halde, davacı üçüncü kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin (2000 ve sonrası) getirtilmesi ve ticari defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınması sureti ile makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılması, haczedilen makinaların davacı üçüncü kişinin delil olarak ileri sürdüğü fatura ve gümrük beyannamelerinde belirtilen menkuller olup olmadığı, fatura ve gümrük beyannamelerinin davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin belirlenmesi, öte yandan dava dışı ... ... ...Şti. ile borçlu şirket arasında yapıldığı iddia edilen 15.12.2012 tarihli satış sözleşmesi ile menkullerin borçluya satıldığı iddia edilmiş, davacı üçüncü kişi şirket ise bu sözleşmenin 16.12.2012 tarihinde feshedildiğini savunmuş olduğundan, anılan sözleşme ve feshinin teyidi açısında anılan sözleşme gereğince borçluya menkullerin satışına dair kayıt bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366. ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.