17. Ceza Dairesi 2015/26445 E. , 2018/2419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 gün, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. maddesi;
“(1)Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2)Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3)Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır” şeklindedir.
Buna göre, resmi belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiş olup, resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkaları aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.
Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup, belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.
Öte yandan, resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da gerçek bir resmi belgenin değiştirilmesi eyleminin sahtecilik suçunu oluşturabilmesi için, düzenlenen ya da değiştirilen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi aldatıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği ya da başka bir ifadeyle iğfâl kâbiliyeti suçun temel unsuru olup, özel bir incelemeye tâbi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte (nesnel) bulunup bulunmadığı ve beş duyuyla ilk bakışta anlaşılabilir olup olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Ceza Genel Kurulu"nun 09.10.2012 gün ve 335-1804 ile 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı kararlarında da; muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği ve bu nedenle aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Sahteciliğe konu olan belgenin aldatma yeteneğinin olup olmadığının tartışılması ve belirlenmesi öncelikle yargılamayı yürüten mahkemeye ait olup, hakim olayın çıkış, oluş ve akışını, düzenlenen belgelerle yapılan işlemleri göz önüne alarak, sahteciliğin kolaylıkla anlaşılıp anlaşılamayacağını bizzat belirlemeli ve sonucuna göre belgelerde aldatma yeteneği olup olmadığını takdir ve tespit etmelidir.
Mahkemece, belge aslı getirtilerek resmi belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür gibi zorunlu öğeler incelenmeli, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığı belirlenmeli, tereddüt halinde ise; mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda uzman bilirkişinin görüşüne başvurulmalıdır.
Somut olayda, sanık hırsızlık suçundan yakalandığında müşteki ... adına düzenlenmiş üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sürücü belgesini kullandığı anlaşılmakla, sürücü belgesi açısından sahtecilik olgusunun belirlenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, Emniyet Genel Müdürlüğü Antalya Kriminal Polis Labaratuvarının 04.09.2009 tarih ve BL6-2009/1158 uzmanlık raporu nazara alınıp gerek ... ve gerekse sanık ... adına düzenlenmiş sahih sürücü belgesi bulunup bulunmadığının resmi kurumlardan araştırılarak bu tür incelemenin öncelikle bünyelerinde grafoloji uzmanı bulunduran resmi kurumlar tarafından, mümkün olmadığında incelemenin grafoloji uzmanlarına yaptırılması gerekirken ve bununla birlikte yerel mahkemece söz konusu belgenin objektif olarak aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının tespiti açısından, dosyada bulunan aslının başlık, sayı, imza, mühür, tarih, imza şekil vb. yönlerden incelenmesi başta olmak üzere, diğer delillerin değerlendirilmesi ve bu değerlendirmenin gerekçeli karara da yansıtılması gerekirken, bu konuda yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak ve gerekçeli kararda sözkonusu belgenin aldatma yeteneğinin olduğuna ilişkin yeterli gerekçe gösterilmeksizin resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması yerinde görülmemekle eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.