Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6000
Karar No: 2018/23
Karar Tarihi: 15.1.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6000 Esas 2018/23 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/6000 E.  ,  2018/23 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle davalılar aleyhine açtıkları Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1999/638 sayılı dosyasında, alacağın miktarı belli olmadığı için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtıklarını, anılan davada faiz talebinde bulunulmadığını, dava sonunda hükmedilen 3.000,00 TL. destek tazminatı ve 2.350,00 TL. tedavi giderinin davalılardan tahsil edildiğini, asıl davada saptanan bakiye destek tazminatı 11.680,00 TL. ile toplam 14.680,00 TL"lik tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi olan 41.500,00 TL"nin ve davacı ... için asıl davada hükmedilen 2.350,00 TL. tedavi gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işlemiş 7.000,00 TL. faizine ilişkin alacağın, davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davaya konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., davaya konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, asıl davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmayan davacı tarafın ek dava ile talepte bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; KTK"nun 109/2. maddesi gereği asıl davaya konu kazadan doğan zarara ilişkin tazminat davasında ceza zamanaşımının geçerli olduğu, asıl davada geçerli olan ceza zamanaşımı süresinin faiz alacağı için de geçerli olduğu, ayrıca davacıların asıl davada faiz talebinde bulunmadıkları ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine,
    4.Hukuk Dairesi"nin 11.11.2013 tarih ve 2012/18880 Esas-2013/17439 Karar sayılı ilamı ile; "mahkemece kurulan hükümde, taraflar arasında daha önce aynı mahkemede görülmüş olan başka bir dava dosyasının içeriğinden bahsedildiği, ayrıca zamanaşımı kavramı ile ilgili çeşitli açıklamalar yapıldığı; ancak davanın red gerekçesinin açıkça belirtilmediği, mahkeme kararının gerekçeden yoksun olduğu ve bu durumun hukuka mutlak aykırılık oluşturduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; 818 sayılı BK"nun 60. maddesi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nun 102/4. maddesi gereği, olayda 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, zarara sebep olan olay tarihinin 01.10.1999 olduğu ve 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakının bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacağı ile daha önce hükmedilen maddi tazminatın faizinin tahsili istemine ilişkindir.
    818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK"nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK"nun değişik 72. md.) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.
    Buna karşılık 2918 sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. Görüldüğü gibi, BK"nun 60. ve 2918 sayılı KTK"nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK"nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun"un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı
    süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten, sigortacısı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür(HGK"nun 05.06.2015 tarih, 2014/17-2198, 2015/1495 sayılı kararı).
    Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaza sonucu davacıların kızı/ kardeşi Ayşe ile birlikte İbrahim Erten adlı kişi ölmüş ve.... adlı kişiler de yaralanmıştır. Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"ya göre zamanaşımı süresi 10 yıldır. Davaya konu trafik kazası 01.10.1999 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava ise 12.11.2008 tarihinde, yani uzun ceza zamanaşımı süresi dolmadan önce açılmıştır.
    Bu durumda mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davada uzun ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek davaya konu edilen alacakların esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi