Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3352
Karar No: 2019/10251
Karar Tarihi: 24.12.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/3352 Esas 2019/10251 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/3352 E.  ,  2019/10251 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bergama 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, davacının 18 yaşını tamamladığı tarihten itibaren kısa vadeli sigorta kollarına tâbi prim yatırılmış çalışmalarının, tüm sigorta kollarına tabi işçi (sigortalı) olarak çalıştığının tespiti istemine lişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın,davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı işveren ...’a ait işyerinde 01/03/1988 tarihinde işçi sıfatıyla işe başladığını ve askere gittiği 1991 yılına kadar aralıksız olarak bu işyerinde çalıştığını,fakat bildirilmediğini beyanla 18 yaşını doldurduğu tarih olan 2.5.1989 tarihinin sigortalılık başlangıcı olduğunun tespitini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı ... duruşmada alınan beyanında davacının kendi işyerinede çalıştığını, davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hak düşürücü süreye ve zamanaşımına uğradığını, davacının davasını ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Açılan davanın KABULÜ ile;
    Davacının davalıya ait 13604.223306.3303 sicil nolu iş yerinde 01/03/1988 tarihi itibariyle en az 1 gün süreyle sigortalı olarak çalıştığının ve davacının 18 yaşını doldurduğu tarih olan 02/05/1989 tarihinin davacının sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun TESPİTİNE, karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    İstinaf kanun yoluna başvuran SGK Başkanlığı vekili dilekçesinde, hak düşürücü süre itirazını yineleyerek; çırak ve stajyer öğrencilerin uzun vadeli sigorta kolları olarak nitelendirilen (malullük, yaşlılık ve ölüm) emeklilik sigorta kollarına tabi olmadığını, bu husus göze alındığında davacının SGK"ya tescilinin yapıldığı tarihin, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınamayacağını ve çıraklık veya stajyerlik dönemindeki prim gün sayılarının emeklilik hesabında prim ödeme gün sayısına dahil edilemeyeceğini, sigortalılığının başlangıcının tespiti davası olarak kabul edilirse de çalışma süreleri için de davacının çıraklık eğitiminde olmasının, çıraklığın uzun vadeli sigorta kollarını kapsamadığını bu nedenle sigortalılığının başlangıcına esas teşkil edemeyeceği açık olduğundan hiçbir koşulda davanın kabulüne yasal olanak bulunmadığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Dosya içeriğinden; davacı adına verilen işe giriş bildirgesinde, işyeri ünvanının "M.E.B Gençlik ve Spor Bakanlığı Çıraklık Eğitim Merkezi Müdürlüğü" ibaresinin yazılı olduğu, davacının bildirdiği tanıkların usulune uygun alınan beyanlarına göre, davacının işyerine çırak eğitimine gelip gittiğini, 4 gün bu şekilde davalının dükkanında, 1 gün çıraklık eğitim merkezine gittiğini beyan ettikleri, davacının çalışmalarının mesleki öğrenime yönelik olduğu ve çırak olduğunu açıkça mahkemeye bildirdikleri anlaşılmakla davalı işyerinden 01.06.1986 tarihinde işe girişini gösteren işe giriş bildirgesi verilmiş ise de kısa vadeli sigorta koluna tabi olarak çalıştığı anlaşılmakla
    “SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin, 05.07.2018 tarihli, 2017/117 E, 2018/346 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına; Davanın reddine”, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili davacının 18 yaşını müteakip davalı işyerinde hizmet akdiyle çalışmaya devam ettiğini, davacının 18 yaşından önceki süresinin çıraklık olarak sayılabileceğini fakat 18 yaşından itibaren çırak olmasının mümkün olmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    İnceleme konusu dosya kapsamından; 2.5.1971 doğumlu davacı adına çıraklık eğitim merkezi müdürlüğü tarafından 1.3.1988 işe giriş tarihli bildirgenin kuruma gönderildiği, ancak dosya içersinde davacının işyerinde hangi alanlarda çalıştığı/çıraklık yaptığı, çıraklık eğitimini nerden aldığı, çıraklık eğitimi içi okula devam edip etmediği, çıraklığın ne zaman bittiğine dair herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmadığı, çıraklığın tamamlandığına dair eğitim belgesinin bulunmadığı, mahkemece davacı tanığı olarak dinlenen kişilerin nitelikleri araştırılmadan eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir.İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Bu nedenlerle mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince öncelikle davacıya çıraklık eğitiminin nasıl ve ne kadar süreli olduğu, takip ettiği eğitim biriminin olup olmadığı, çıraklık eğitimi için devam ettiği okul var ise ne sıklıkla gittiği, mezuniyet belgesinin olup olmadığı, çalışırken kimden emir ve talimat aldığı, iş yerinde hangi işlerde çalıştığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, çalışma arkadaşlarının kimler olduğu, ücretini nasıl aldığı, iş yerinde çırak olarak çalışıp çalışmadığı hususlarında beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalı, çıraklık sözleşmesinin kapsam ve mahiyeti araştırılmalı, eksik olan yönlerden kapsamlı araştırma yapılmalı, davacı tarafın gösterdiği tanık beyanları ile yetinilmeyip, çalışmanın geçtiği iddia edilen davalı ... adına tescilli işyerinin olup olmadığı araştırılmalı varsa bu işyerinden dava konusu dönem için verilen dönem bordroları celbedilmeli, dönem bordrosundan seçilecek bordrolu tanıkların beyanlarına başvurulmalı, toplanan deliler değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi